Ana baba evlilik kararında çocuğuyla inatlaşmak yerine onun da rızasını almaktan niçin kaçınır ki?..
Bu kara cehalet, iletişimsizliğin en kesif olduğu noktadır. Yavrucak taşa söylese taşın çatlayacağı derdinin zerresini babasına anlatamaz... Boynunu büker... Oradan ayrılır... Ama geldiği eve de gitmeyecektir...
Bu mudur babalık? Bu mudur erkeklik? Bu mudur ebeveynlik? Ama cahillik olunca insandan daha katı daha amansız hiçbir varlık yoktur...
Sonunda bu kızcağızın da ölüm haberi gelir baba evine... Haberi duyulduğunda feryat figan olur ama körpe fidanı geri döndüremeyecektir...
Ben bir anneyim... Tamamdır, gençler de evlilik kararı verirken akıl ve mantık dışı düşünceler içinde olabilmektedir. Nefisler galebe çalabilmektedir. Ama ana baba burada çocuğuyla inatlaşmak yerine onu dinlemek ve onun da rızasını almaktan niçin kaçınır ki?!.
Bir başka şahit olduğum evlilik de bir delikanlının başına gelen yanlış evlilikti... Gencin biri üniversite eğitimi için bir başka şehre gitmişti. Gittiği okulda her nasılsa kendinden iki sınıf üstte okuyan bir kız, bu gençle ilgilenmeye başlar. Tüm sıkıntılarıyla ilgilenir ve onu kendine bağlamayı başarır. Genci evinde yedirir içirir; sonunda bu genç bu kızla evlenmek durumunda kalır...
Lakin bu evlilik sonrası genç bakar ki bu kızla ayrı dünyaların insanıdır. Bunu evlendikten bir zaman sonra anlamaya başlar. Ama iş işten geçmiştir. Bu evlilikten bir de çocukları olur. Çocukları da olunca genç adam ayrılığa bir türlü yanaşamaz. Üzüntüden sağlığını sıhhatini önemli ölçüde kaybeden genç, hayatının baharında hastanelere taşınır. Ameliyatla haşır neşir olur ve üzüntüden kederden yıpranmış bünyesi ameliyat masasından kalkamaz...
Bu yaşananlardan yola çıkarak diyorum ki evliliklerde dediğim dedik dememelidir. Ailelerde büyükler, mahallelerde kanaat önderlerinin, ehil kişilerin görüşlerine yer verilmelidir. Bu durum evlilik müessesesinin sağlam olması bakımından önemlidir. Onun için istişare ve tecrübeli insanlar devreye girmelidir...
Bir de dizilerde ve bazı televizyon programlarında şiddet içeren, ahlak dışı yayınlar değil iyi rol modellerin yer aldığı yayınlara yer verilmelidir. Ve kadınlara şiddet uygulayanlar hakkında idam da dâhil en ağır cezalar getirilmelidir. Avrupa Birliği müktesebatına uymak için kimsenin ceza hukukumuzu etkisizleştirmeye hakkı yoktur.
Sevim Akman-İstanbul