"Ben bu otelin müdürüyüm"

A -
A +
“Kadın yürüdü geldi bir kapıdan içeri girdi. Baktım girdiği kapı otel müdürünün kapısıydı.”
 
Şimdi İran’a ambargo kaldırıldı ya, iş dünyasının gözü yeniden İran’a çevrildi. Rahmetli İbrahim Cevahir Ağabeyin İran seyahatiyle ilgili anısını hatırladım:

“1979’da İran’da Şah’ın devrildiği ihtilalden sonra birkaç arkadaş İran’a gitmiştik. Gidiş sebebimiz şuydu: Orada bir devrim olmuştu ve devrimden sonra Batılıların bırakıp gittikleri yarım kalan işlerden kendimize bir iş alabilir miyiz düşüncesi vardı...

İran Şahının zamanında hiçbir Türk firması orada ihaleye filan girememişti. İran’ın Türkiye ile münasebetleri iyiydi ama İranlılar Türkiye ile hep rekabet hâlindeydi. Halen de öyledir…

Sheraton otelde dolaşırken bir şey oldu. Oraya iki çocukla beraber bir kadın geldi. Çocukların birisi kucağındaydı, birinin de elinden tutuyordu.

Ama önemli olan şuydu ki İran’da o kadın elinden tuttuğu çocukla Türkçe konuşuyordu. Kadın yürüdü geldi bir kapıdan içeri girdi. Baktım girdiği kapı otel müdürünün kapısıydı.

Müdür beyin odası bir bakıma makam odası olduğu için mahrem sayılmazdı. Dolayısıyla kadın kapıdan içeri girince ben de ardından girdim ve selam vererek içeri giriş sebebimi açıkladım:

-Hanımefendi siz az önce çocuklarınızla Türkçe konuşuyordunuz. Onu duydum. Ben de Türk’üm ve buraya…

Sözümü tamamlamama kalmadan Müdür Bey ayağa kalktı:

-Hoş geldiniz Beyefendi.

Ne enteresan ki otelin müdürü de Türkçe konuşuyordu. Dedi ki:

-Ben bu otelin müdürüyüm. Ben İzmir’de okudum. Hanımım da İzmir’den.

Nasıl sevindim anlatamam… Bana yer gösterdiler. Hürmet ettiler. Oturup konuştuk biraz. Sonra dedim ki:

-Biz Türkiye’den geldik. 140-150 kişi kadar varız. Hepsi iş adamı müteahhit yatırımcı… Her birimiz etraftaki otellerde ikişer üçer dağıldık. Bugün az sonra bir araya geleceğiz. Eğer isterseniz hepsini otelinize çağırabilirim. Siz de uygun bir fiyat belirlersiniz.

Otelin müdürüyle orada bir pazarlık yaptık. Süit odaya bir fiyat, o odaya bir fiyat, bu odaya bir fiyat derken hep toplandık oraya.

Türkiye’den giden kafileyle oteli doldurdum. Aramızda inşaatçılar filan vardı. Uluslararası nakliyeciler vardı. Birçok arkadaşımız vardı.

Aslında bu benim İran’a ikinci gidişimdi. İran’a 1980 öncesi bir kez daha gitmiştim. Şah Rıza Pehlevi döneminde… O zamanki bir hatıramı da arada anlatayım… Önemli bir İranlı komutanın evinde iken yaşadığım hatıramı… DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.