Beş parmağın tokat izi

A -
A +

"Babam da bu mekânı ziyarete gitmiş. Dua esnasında bir adamla sırtında bir kadın gelmiş."

Babamın başından geçmiş bir olayı sizinle paylaşmak istiyorum. Babam 1980'li yıllarda Bitlis'te hâkim olarak görev yapıyordu.
Bitlis'te Abdülkadir Geylani hazretleri ile Veysel Karanî hazretlerinin buluştuğu rivayet edilen bir yer varmış. Tabii bu iki mübarek zatın yaşadığı devirler arasında dört yüz sene fark olduğu için bedenlerinin değil de ruhlarının buluştuğu bir "manevi mekân" olarak kıymet verilen bir yer...
Bitlis halkı buranın manevi bir yer olduğunu bilirler ve bu iki mübarek zatın buluştuğu o mekânda yapılan dualarının kabul olacağına inanarak bu iki mübarek zatın yüzü suyu hürmetine Allahü teâlâya dua ederler.
Babam da bu mekânı duymuş ve ziyarete gitmiş. Orada onbir İhlas-ı şerif ve bir Fatiha okuyup bu iki mübarek zatın ruhlarına hediye ederek orada dua etmeye başlamış. Dua esnasında bir adam oraya sırtında bir kadınla olduğu halde gelmiş.
Babamın gözü bunlara ilişmiş. Teyze yerde oturuyor adamla beraber dua ediyorlar. Babam merak ederek sormuş:
"Hayırdır! Bu teyze neden yerde? Ne yapıyorsunuz?"
Adamcağız da cevap vermiş:
"Beyim, bu benim anamdır. Yürüyemez oldu. Ben de onu buraya sırtımda getirdim ki bu mübarek yerde bu mübarek zatların yüzü suyu hürmetine şifaya kavuşur inşallah...."
Babam da demiş ki:
"Ya arkadaş, tamam burası Allah dostlarının buluştuğu bir yer ama anneni sen hastaneye götür. Burada nasıl şifaya kavuşsun?"
Adamcağız bir şey dememiş, babam da oradan ayrılmış. O akşam babam bir rüya görmüş. Rüyasında kendisi bir zindanda imiş, merdivenlerden iniyormuş. Derken karşısında bir topluluk belirmiş. Önlerinde sakallı, nur yüzlü heybetli bir zat varmış. Arkasındakiler de oldukça kalabalıkmış. Gaipten bir ses duymuş:
"Koş! Elini öp! Bu Abdülkadir Geylani hazretleridir" demiş.
Babam bunu duyunca hemen merdivenlerden koşturarak inmiş. Abdülkadir Geylani hazretlerinin mübarek elini öpmek için hamle yapmış. O mübarek elini çekmiş ve "pat" diye bir tokat atmış. Babam "Ah!" diye inlemiş. Meğer hakikate de böyle ah ederek uyanmış. Onun bağırışıyla annem de uyanmış:
"Ne oldu bey?" diye sormuş. Babam da sabah geçen hadiseyi ve rüyasını anlatmış. Annem ışıkları yakmış. Muhtemelen su getirmek istemiş. Çünkü babam bayağı sarsılmış. Işığı açınca ne görsünler! Babamın yüzünde beş parmağın tokat izi var. Hayretten şaşakalmışlar!.. Devamı yarın

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.