“Demek cumaya gelmek için işi bıraktın geldin öyle mi, diyerek gülmeye başladılar...”
Bir Cuma namazına gidişimle ilgili hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...
Hutbede ve namazda Cuma suresinin son üç ayetini okudu. Huşu içinde Cuma namazımı kıldım. Tespihatımı yaptım, biraz da camiden geç çıktım. Nasıl olsa işten kovulduk. Yavaş yavaş yola çıktım. Sallana sallana yürümeye başladım. Elli metre kadar yürüdüm. Baktım o beni getiren siyah araba beni geçti durdu:
“Delikanlı şantiyeye mi gidiyorsun?”
“Evet abi”
“Gel arabaya bin, seni götürelim” dedi.
Ben de yine arabanın arka koltuğuna biraz utangaç biraz heyecanla oturdum. Ön tarafta oturan;
“Delikanlı neye geldin niye dönüyorsun?” diye sordu.
Ben de olduğu gibi samimi bir dille;
“Abi bugün Cuma olduğunu bilmiyordum. İşe geldim. Cuma olduğunu öğrenince de cuma namazını kılmak için işi bıraktım geldim” dedim.
Adam “ya öyle mi?” diye beni gırgıra aldı: “Demek sen cumaya gelmek için işi bıraktın geldin öyle mi?” Hah hah ha... diyerek gülmeye başladılar.
Adam “Peki delikanlı biz cumayı kılmadık diye gâvur mu olduk?” dedi. Ben de “Hâşâ abim niye gâvur olasın. Babamdan hocalarımdan iyi öğrenmiştim. Dinî konularda hatır, naz olmaz” diye tembih etmişlerdi. Kendimi biraz toparladım, heyecanım da gitti.
“Abi benim varım yoğum bir yevmiyemdi Allah rızası için bıraktım cumaya geldim. Sizler bu zenginlik bu konfor ile eğer bilerek cumayı terk ediyorsanız vallahi vebaliniz çok daha katmerlidir. Tez tövbe edip namazlarınıza başlamalısınız. Sizler iyi insanlarsınız. Bak beni arabanızla getirip götürüyorsunuz. Sizlere ne kadar teşekkür etsem azdır.”
Arabayı kullanan bey bana dönerek “Sen çok biliyorsan, bir âyet oku da dinleyelim bakalım” dedi. Ben de ezberimdeki Cuma süresinin son üç ayetini okudum. Adam yanındaki beye dönerek:
“Abi vallahi bu çocuk okumuş çok bilgili birisi baksana cumanın önemini anlatan âyetleri okudu.”
Bu sohbet devam ederken araba şantiyeye giriş yaptı. Ben de “Abiler sorması ayıp olmasın sizler ne iş yapıyorsunuz?” dedim.
Adam bana “Sen hangi bölümde çalışıyorsun?” dedi. Ben de parmağımla işaret ettim:
“Şu tuğla istifinin orda çalışıyorum.”
Adamlar beni o lüks arabalarıyla bizim akrabaların çalıştığı yere getirdiler. DEVAMI YARIN