Bir konuda ziyaretine gitmiştik iki arkadaş. Kendisi İl Milli Eğitim'de Muavinlik yapmış eğitim tecrübesi olan emekli bir öğretmendi. Bizim kitap kurdu olmamıza seviniyor ve diyordu ki: "Ah herkes kitap okusa ah!.." Yeni neslin bilgi eksikliği olduğuna inanıyordu. Daha doğrusu kendine göre değerlendirip genel kültürden habersiz olunduğunu dile getiriyordu. Televizyonlardaki yarışma programlarını örnek gösteriyordu. Sokaklarda insanların, sunucuya en basit kelimelerin bile ne anlama geldiğini söyleyemediklerinden dert yanıyordu. Oysa kendisi ne mail kullanmasını biliyordu. Ne interneti... Hele gençlerin otobüste vapurda trende ellerinde "I phone" dediğimiz dokunmatik 3G, 4G türü cep telefonlarına hiç akıl erdiremiyordu... Söz dönmüş dolaşmış bir zekâ sorusuna gelmişti. Belki o getirmişti haberimiz yoktu. Soru sorar gibi değildi. Sanki kendi başından geçmiş gibi anlatmaya başladı. Bir taksiye binmiş arkadaşının biri. Bir yerden bir yere gidecekmiş. Açmış kapıyı binmiş arka koltuğa... Ama bakmış ki şoför mahalli denilen ön koltukta minik bir kız çocuğu oturuyor. Dört beş yaşlarında... Sormuş ister istemez arkadaşı şoföre: -Şey, demiş... Bu tatlı çocuk sizin kızınız mı? Şoför geri dönmeden cevap vermiş: -Benim kızım ama babası ben değilim... Bizim arkadaş bunu bana anlattığında "olabilir" dedim. Ama sonra yavaş yavaş kafam karışmaya başladı... Hem kendi kızı hem babası değilse neyi olabilir ki? Üvey babası desen "benim kızım dememesi" lazım... Dedesi olsa "benim kızım" demeyip "torunum" demeli... Doğrusu ben bu işin içinden bir türlü çıkamadım... Emekli öğretmenimiz bu hatıra kaplı soruyu ortaya attığında biz birbirimize baktık... Öyle ya bu bir soruydu. Ve bu kız çocuğu hem kızı olup hem babası olmadan nasıl "kızı" olurdu bu taksicinin? Bu eskiler de bir tuhaftı doğrusu!.. Konuşmayı bitirdikten sonra çayını yudumlarken bilip de bilmezlikten gelerek konuyu değiştirdi: -Bu yeni nesil böyledir... 3G telefona parmağıyla dans ettirir ama en ufak mantık sorularına akıl yormaz... Biz de nasibimizi almıştık. Ne de olsa biz de yeni nesil sayılırdık. Cevabını "şıp" diye bulup yeni neslin o kadar da "hazırcı" olmadığını ispat edecektik. Ama biz de bu taksi şoförünün bu kız çocuğunun neyi olduğunu çıkaramadık. Bu arada bir misafiri gelince kalkıp içeri gittiler. Soru da cevabı da kaynadı... Ordan ayrıldık ama bu soru kafamıza takıldı. Arkadaşlarıma sordum kimseden cevap alamadım. Sahi o şoför o çocuğun nesi olabilirdi ki? Meltem Anakız-İstanbul > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00