Beni getiren taksi de gitmişti. Müthiş yağmur yağıyordu. Elimde şemsiye, çaresiz boş bir taksi bekliyordum. Az sonra bir taksi geldi. Binerek Stad Hotel'in yolunu tuttum. Pek uzakta değilmiş. O da deniz kenarında. İsveç ölçülerine göre büyük ve şahane bir bina. Bu otelle ilgili çok sonraları duyduğum bir fıkra var. Anlatmadan geçemeyeceğim. Bu Stad Otelin karşısında deniz kenarında bir bankta oturan yaşlı bir fakire, bir otel müşterisi gelip çıkışır: -Niçin odamı gözetliyorsun? -Ben otele bakıyorum. -Niçin? -Hayatımda bir gece de olsa kalamadım da. Otelin müşterisi adama acır. Onu bir gece otelde ağırlar. Kılık kıyafetini yeniler. Ertesi sabah kahvaltıda sorar: -Nasıl gece rahat uyuyabildin mi? Hayalin gerçekleşti mi? Gözlerinden uyku akan yaşlı cevap verir: -Bankta uyurken rüyamda hep bu oteli görüyordum. Bu gece ise hep bankı gördüm... Hatırama devam edebilirim. Resepsiyona gidip yer olup olmadığını sordum. Boş odanın en erken üç gün sonraya olduğunu, üstelik gelmeden önce bir telefon açıp randevu almamın doğru olacağını söylediler. Bu uyarı o yıllara göre, çağdaş uygarlıktan yeni bir dersti. O gün ister istemez çok üzüldüm. Aklımdan, oda fiyatlarına bakmak geçti. Şaşırıp kaldım. 110 dolardı. Bundan nerede ise kırk yıl önce bu ücret çok korkunç bir paraydı. Bugün bile öyledir. İşte bu defa yer bulunmamasına çok sevindim. Valizleri alıp gitmekten başka çare yoktu. Fakat bizim valizler ortada yoktu. Beni otelde rezervasyonu olan bir müşteri olarak düşündüklerinden, valizlerimi yanlışlıkla üst katlara çıkarmışlar. Çok mahcup oldum. Neyse, valizler bulundu. Bir taksiye binip tekrar Chappman'a gitmekten başka ne yapabilirdim ki? İşin hiç şakaya gelir yanı yoktu. Aynı köprüyü tekrar geçtim. Hayret doğrusu... Kaktı kalkacak diye baktığım gemi hâlâ yerindeydi. Ama bu mümkün olamazdı. Belki de rıhtıma yeni bir gemi yanaşmıştı. Merdivenlerden çıktım. Gişeye benzer, resepsiyon görevi gören bir oda vardı. Oraya yanaşıp dedim ki: -Ben Chappman'a gideceğim. İlgili görevlinin sözünü hiç unutamıyorum: -Burası Chappman, hoş geldiniz. Meğer eski bir gemiyi, öğrencilerin kısa bir süre için kalacağı bir misafirhane haline getirmişler. Fiyatı da sadece yarım dolar. Bu fiyatı öğrenince çok şaşırdım, Stad Hotel'de yer bulamama da ayrıca bir kez daha sevindim. Daha önce İsveçli Anita'ya kızan ben, bu sefer o trende onlara rastladığım için binlerce defa teşekkür ettim. Osman Nuri Yıldırım-Antalya Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00