Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A
Rumuz "Cudi"nin hatırasını yayınlamaya kaldığımız yerden devam ediyoruz. Okuyucumuz, jandarma üsteğmeni olarak, Görele''de görev yaptığı yıllarda, izne çıkacakken, aldığı bir cinayet haberiyle olayı takibe gider. Bir evin gelini öldürülmüştür. Parçalara ayrılan cesedi kimin öldürdüğü tahmin edilmiştir ama, ortada kesin bir delil yoktur. Bu esnada bir gelişme olur... "-Evlerinin az ilerisindeki helada, bir çuval bulduk. Üzerinde de ip vardı... Öldürülen kadının cesedinin yanında da vardı bu çuval parçalarından. İşte cesedin taşındığı çuval ve ip bulunmuştu. Bunun üzerine kadın iyice bocalamaya başladı. Verilen çelişkili ifadelerden de yola çıkarak kadını tutuklayıp karakola getirdik. Kanunun elinden kurtuluş olmadığını anlayan kadın, başladı işlediği cinayeti anlatmaya. Öyle şeyler anlatıyordu ki, hayretler içinde kaldık. -Biliyorsunuz, kocam iki evlidir. Ben ikinci karısıyım. Kumam ise resmi nikahlıdır. Bu gelin de resmi nikahlı karısından olan oğlunun karısıydı. Gelinin kocası askerde veremden ölüp de dönmeyince, kocam gelini babasının evine göndermedi. Onunla çok ilgilenmeye başladı. Bu fazla ilgiden, aralarında ilişki olduğundan şüphelenmeye başladım. -Hangi hareketler sizi bu şüpheye sevk etti. -Araları çok iyiydi. Kayınpederi olduğu halde bir dediğini iki etmiyordu. Bu bakımdan içimde hep ona karşı bir kıskançlık vardı. Aslında öldürmek aklımdan geçmiyordu. -Sen mi öldürdün? -Evet. -Nasıl öldürdün peki? Kadın gayet soğukkanlı bir şekilde anlatmaya başladı: -Bir gün gelin, ahıra süt sağmaya gitmişti. Ben de ardından ahıra gittim. O, hiçbir şeyden habersiz süt sağıyordu. Nasıl oldu anlamadım ama, birden "Tam zamanı" dedim... "Ondan kurtulmanın tam zamanı..." Sanki onu öldürürsem herşeyin biteceğini zannettim... Orada bulunan nacak gözüme ilişti. Ellerim nacağa giderken bile öldüreceğimi sanmıyordum. Arkasından yaklaştım ve süt sağarken kafasına hızla vurdum. Olduğu yere yuvarlandı Ardından bir daha bir daha... İyice öldüğüne emin olduktan sonra yüreğim ferahlamıştı. Bir düşmandan kurtulmuştum. Ama az sonra, korku sardı beni. Bu cesedi ne yapacak, nasıl ortadan kaldıracaktım? Tek başıma bu cesedi ortadan kaldırmam zordu. O bakımdan parçalara ayırıp öyle yok edeyim dedim. Kollarını bacaklarını ayrı ayrı çuvala koydum. Herbirini, işte sizin bulduğunuz yerlere gömdüm. Bunu, gece yarısı ve kimse yokken yaptım. -Peki cesedin gövde kısmını niçin gömmedin? -Onu da gömecektim. Çuvala koyup ahırdan çıktım ama, çok yoruldum. Taşıyamadım. Taşıyamayınca, kendi mısır tarlamızın dere kenarına yakın yerine, o bulduğunuz yere götürüp attım... Kadın bunları anlattıktan sonra, büyük bir vicdan azabından kurtulmuşcasına derin bir nefes almıştı. Cinayeti kimin işlediği kesinlik kazanınca, diğer zanlılar da kurtulmuştu. Biraz sonra tekrar sordum kadına: -Sizin bu gelini öldürmekteki amacınız sadece kıskançlık mıydı? -Evet. -Yani para yüzünden, miras yüzünden falan değildi öyle mi? -Hayır hayır. Ben n''ideceğim parayı pulu. Ben kocamı kıskandım ondan. -Yani kocanız, o geline fazla ilgi gösterdi diye onu öldürdünüz. Cinayeti işlemenizin tek sebebi buydu öyle mi? -Evet buydu. Katil kaynananın ifadesi zapta geçirildi. Kadın mahkemeye sevkedildi. Yapılan mahkeme sonucunda katil kaynanaya 24 yıl hapis cezası verilmişti. Fakat olayın psikolojik yönü düşünüldüğünde, kıskançlık neler yaptırabiliyordu insana... Böylesi bir kıskançlık ve bu kıskançlık sebebiyle böylesi bir cinayet, doğrusu çok düşünülecek, bir şeydi...
ÖNE ÇIKANLAR