Geçtiğimiz günlerde rahmet-i rahmana kavuşan İsmail Yağcı Ağabey ile ilgili hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...
Kendisine Afyon-Antalya kavşağında rastlayacağım, kırk yıl düşünsem hatırıma gelmezdi... O heyecanla onu istediği yere götürme teklifim nezaket değil çok büyük bir arzuydu...
Onun da beni kırmayacağını ve teklifimi kabul ederek aracıma bineceğini bekliyordum. Hiç beklemediğim bir cevap verdi...
“Fuat Abi ne fark eder, senin araba da mazot benzin neyse yakmıyor mu? Sen de bunlara para vermiyor musun?”
Sonra yüreğindeki hizmet aşkını sanki sırası gelmiş de örnek vermek istemiş gibi tane tane sıraladı...
“Sen illa bir hizmet yapmak istiyorsan onunla müesseseye hizmet eyleyebilirsin. Bu daha hayırlı olur. Beni de daha çok memnun etmiş olursun.”
Tarih Dede, milyonlara değil sadece bana hitap ediyordu o an... Tane tane şöyle konuştu:
“Hem şimdi el kaldıracağım aracın yolu zaten benim gideceğim istikamet olduğu için ekstra yakıt harcamış olmayacağız. Hem o yoluna gidecek hem ben ona arkadaşlık etmiş olacağım. Yolda gidene kadar şoför arkadaşa Ehl-i sünnet itikadını ve hizmetleri anlatacağım... Bu yolun büyüklerini dilimin döndüğü kadar tanıtacağım. Valizimde de dinî kitaplar var onlardan hediye ederim, bir kişi daha nasiplenmiş olur.”
Bu sözler karşısında ne diyeceğimi bilemedim. Boynumu büküp “peki efendim” diyebildim.
“Allahü teâlâ senden razı olsun hadi sen yoluna devam et! Ben çok beklemem birazdan giderim zaten” dedi.
Tekrar müsâfeha ettim arabama mecburen bindim. Hafiften ilerledim ama bir taraftan da aynadan İsmail Ağabey’i takip ediyorum. Gerçekten az biraz ilerlemiştim ki bir nakliye kamyonuna el etti. Kamyoncu durdu. İsmail Abiyi aldı. Yola devam ettiler...
Allahü teâlâ rahmet eylesin mekânı cennet olsun. "Tarih Dede"yi o gördüğümde yakinen şahit olmuştum ki bu büyüklerimiz bu yola böylesi fedakârlıklarla hizmet ediyorlarmış... Nitekim ondan sonra da o yaşına rağmen hiç durmadan hep hizmet etti, ecdadı ve eserlerini gençliğe anlattı durdu...
Ve Tarih Dede çok beklemedi... Şeb-i Aruz olarak nitelenen bir vefat ile sevdiklerine kavuştu... Şimdi mükafat zamanı... Allahü teâlâ Peygamber Efendimizin “sallallahü aleyhi vesselam” ve büyüklerimizin şefaatine nail eylesin... Mekânı cennet olsun inşallah âmin.
Fuat Ö.-Afyonkarahisar