Dürüst biriydi ama maneviyatı yoktu!

A -
A +

Aile hayatım ve eğitimimle ilgili hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...

 

Dedemin eve geldiğinde köpüren bağıran sesleri o çocuk hâlimle bende müthiş olumsuz tesir uyandırırdı.

 

“Ben kimim, sokak köpeğine bile sahip çıkılır ben kimim?” derdim kendi kendime, içimden sessiz... Eve geldiğimizde babam yeni elbiselerimizi görür bir de o anneme bağırır çağırır bir de o stresi sönümlerdik… Evet bizim ecdadımızın haysiyetli hayatı, güzel ahlak üzere örnekleri, İslam âlimlerinin örnek hayatlarını annem bizi öğle uykusuna yatırırken anlatır okuduklarıyla bir nevi terapi oluştururdu. Her gün eksi ve artı çatışmasında arada kalmış iki çocuk ne kadar fayda sağlarsa, iki aile çatışması yüzünden sinirleri bozulmuş annemin merhametinin kanatlarında ne kadar ısınılabilirse o kadar ısınırdık...

 

En huzurlu zamanlarım öğle uykusuna dalmak için dinlediklerimin ardındaki uyku saatleri… Bir de karşı komşumuz olan Giritli şehit eşi çok yaşlı Şeref Teyze’nin anlattığı masalların verdiği huzur…

 

Bizi sultanlar gibi karşılayıp bayram günü gibi şekerlere boğduğu anlar... İşte “benim yerim neresi?” dediğim zamanlarda iç çatışmalar yaşayan ben... İlkokul-ortaokulu ve liseyi bu bağırış çığırış içinde bitirmiş olmak için bitirirken bir oto fabrikası stajımda Zeki isimli ustamın soyunma dolabının dibinde namaz kılacaktım. Usta “Kılmak istiyorsan kıl ama bence spor yapsan bundan daha fayda sağlar” dedi. Bu söz ile insanların nice farklı düşüncelerde olduğuna aile dışında da şahit olmuştum... Bu ustabaşı çok iyi bir eğitim almış; kendine güveni tam verilmiş, doğru bildiğinden şaşmayan, dürüst, doğru, çalışkan, gençlerle ilgilenen, hataları gideren, görmemezlikten gelen, direkt şahsını zedelemeden öğreten ve gelişmen için seni kurslara gönderip ödüllendiren biri ama yurt dışında yetişmiş biriydi ancak maneviyat eğitimi almamıştı… Keşke ona da çocukluğunda bu eğitimi veren birileri olsaydı..  

 

Annem de sürekli Türkiye gazetesinden böyle dünyalar olduğunu söyler “ne olursa olsun dürüstlüğü doğruluğu çalışkanlığı bırakma ve namazını bırakma” diye bize ecdadımızın bu duygularını işlemiştir…

 

Hep yaptığı bir yanlıştan dolayı acı çekmiş bir insan olarak, sürekli ağzında bir dua “görgülü göreneği olan aslı ve nesli pak insanlarla evlenmek en büyük devlet” der, bunun için sürekli dua ederdi… DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.