“Hastalıktan daha üzüntü verici olanı maneviyattan, haktan hukuktan haberimin olmamasıydı.”
Yanlış ve bozuk eserlerin insanları vatanına milletine ihanete kadar sürüklediği gibi doğru kitabın, doğru eserlerin Ehl-i sünnet âlimlerinin eserlerinin de insanı nasıl doğru yola çektiğini insana sabrı ve şükrü öğrettiğini biliyor muydunuz?
Diyordu ki yaşlı bir tır şoförü:
“Bu yaşananlar eski bir tır şoförünün ak kağıtlar üzerine düşen hayatının öyküsüdür.
Yirmi yaşında şeker hastası oldum. Kırk yaşında yüksek tansiyon hastası oldum. Tansiyondan ve şekerden dolayı gözlerim görme kaybı yaşıyor.
Bundan sonra yaşlı, yorgun ve bitkin bir adamım. Ne elim tutuyor ne ayaklarım beni taşıyor, ne gözlerim tam görüyor.
Bu zamana kadar ömrüm mücadeleyle geçti. Bir şeyler yapmak istedim ama olmadı. Bu yaşıma kadar işim olsa da param pulum hiç olmadı. Gam çekmiyorum, hiç olmazsa yüce divanda maldan dolayı sorgulanmam inşallah.
Anamdan bana kalan tek miras şeker hastalığıydı...
Bu illeti 49 yaşına kadar anlayamadım. Gençtim, çalışkandım. Ellerim tutuyor, gözlerim görüyordu. İşimin peşinde aşımın başında didiniyordum.
Görünüşüm dev gibiydi. Kantara çıktığımda 130 kilo geliyordum. Ama şeker beni eritti 80 kiloya kadar düşürdü. Artık ellerim tutmuyor, ayaklarım beni taşımıyor, gözlerim iyi görmüyordu.
Dile kolay, 32 sene sırtım yatak görmedi desem yeridir. Hep şoför mahallinde yattım. Gözlerim karıncalanıp uykum geldiğinde, yorgunluktan, uykusuzluktan zannettim. Meğer hep şeker hastalığının belirtileriymiş bilemedim.
"Ya yediğim bir şey yaramadı ya da yorgunluk ve uykusuzluktan" diyordum. Tabii tansiyondan da haberim yoktu...
Zaten bu zamana kadar hastalık filan umurumda değildi... Daha üzüntü verici olanı maneviyattan, haktan hukuktan hiç haberimin olmamasıydı. Nerede akşam orada sabahtı…
Son Kazakistan yolculuğumdu burnum kanamaya başlamıştı. Tampon falan fayda etmiyordu.. Ama endişelenmiyordum. Bir burun kanamasına pes mi edecektim? Ama arkadaşlar beni bana bırakmadılar. Doktora götürdüler. Tansiyon 22'ye fırlamış.
Diyorum ki bu olsa olsa yorgunluktan ve de strestendir. Bana iki iğne bir de dilaltı verdi hekim.
O zamana kadar bilmiyordum ki tansiyon nedir? Yenilir mi içilir mi? Hiç kimse de anlatmamıştı...
Böyle konular bizde konuşulmazdı. Uluslararası tır şoförü olarak tek düşüncemiz vardı... Yollar... Yolda konaklamalar... Bir de gamsız geceler… DEVAMI YARIN