Her şeyin bir çaresi vardır

A -
A +

Mehmet Efendi işine, alacağına vereceğine; verdiği söze, antlaşmasına sadık olarak bildiğim ender kişilerden birisidir. İkimiz de emekli olduğumuz için uzun zamandır ortaklaşa bazı işler yapmaktayız. Ben de o da, ufak tefek eksiklikleri ve hesapları görmezlikten ve bilmezlikten geliriz.

 

Mehmet Efendi, bana fazla güvendiği için satılacak şeyleri, parayı vs. bana emanet olarak verir. Sattığım yerlere giderken ona,

 

-Malının başında gel, hesabı sen yap, dememe rağmen benimle gelmediği gibi bu sözlerime kızar. Bu dediklerime yanaşmaksızın parayı bile aldığı gibi saymadan cebine atar.

 

Bir seferinde fiyatı yüksek metal parçalarını -zannedersem kapılardan sökmüş- tartmamı söyledi. Fiyatı 60 TL olan malları tarttım. Hesabını yaptım. Teslim aldıktan sonra her zamanki gibi sattığım dükkâna arabamla gittim. Ucuz metallerin arasına bilmeden pahalı malları atmışım veya elemanlar taşırken karıştırmışlar. Neticede pahalı olan “sarı” diye tabir dilen mallar diğerleriyle birlikte kendi fiyatından ucuza gitmiş oldu.

 

Hesabı yapıp parayı aldıktan sonra evime gittim. Hesap yaptım, hesap yanlış, zararına iş yapmışım. Bunu satış yaptığımız yere ispat etmek de zor. Çünkü binlerce ton hurda içine metaller atılıyor.

 

Metaller ucuz fiyata gittiği ve zarar ettiğimden dolayı Mehmet Efendi’yi aradım. Durumu anlattım. Durumu anlatmam üzerine bana kızdı:

 

“Ben sana mal teslim ettim. Sen sahip çıkamadın…” şeklinde söylemlerde bulundu. Telefonu kapattım. Emanete sahip çıkmayışım, zarar etmem ve güven sarsmamdan dolayı üzüldüm. “Her şeyin bir çaresi vardır” sözünü hatırlayıp kendi kendime “buna da çözüm vardır” diye söylendim.

 

Oturup içimden geçen çok sayıda düşünce sonrasında şu kararı aldım:

 

“Her ne olursa olsun. Ben, ağırlığı bilinen pahalı metalin satış fiyatını biliyorum. Ona göre tam hesap yapayım. Bu hesaba göre ödemede bulunayım. Herhâlde buna razı olur, helalleşmiş oluruz. Bu teklife herhâlde hayır demez. Bu düşüncem en doğru olsa gerek.”

 

Bu kararı aldığımın ertesi günü, eşimin hastalığı nedeniyle hastaneye gittim. Hastanenin önünde beklerken Mehmet Efendi geldi. Selamlaşmanın ardından konuyu açtım. Güzel şekilde anlattım. Anlattıklarımı kabul etti. Ve daha önce yaptığım hesaba razı oldu. Hesaba göre 35 TL fark çıktı. Yani ben ona 35 TL verdiğimde hesap tamamlanmış olacaktı.

 

Mehmet Efendi ile sohbet yaparken eşimden telefon geldi... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.