Hiçbirinin alt katı yoktu!..

A -
A +

“Elektrik kesilip de imamın sesi gelmeyince herkes kendi başına ne yapacağını şaşırdı!..”

 

 

 

Dünkü hatıramı anlatmaya kaldığım yerden devam ediyorum...

 

Bir camide, imamı göremediğimiz bodrum katında namaza durduğumuzda ilk rekâtı imamla kılmış, ikinci rekâta kalkmıştık. Ama o anda elektrikler kesilince imamın sesi gelmedi. İmam üst katta olduğu için onu görmemizin de imkânı yoktu. İmamı göreni de göremiyorduk ki ona göre hareket edelim. Çünkü mevsim kıştı. Kışın hava soğuk ve yağışlı olduğu için dışarıda da cemaat yoktu... Üst kattakiler farklı bir cemaat alt kattaki biz farklı bir cemaat hâlinde idik.

 

Bizler ikinci rekâtta ayakta Fatiha-i şerife okunurken öylece kalakalmıştık. Caminin orta kısımlarında idim. Önümde 10-15 safa yakın bir cemaat vardı. Önce derin bir sessizlik oldu. Sonra birkaç yerden Fatiha okumaya ve o okuyana uyan ayrı ayrı cemaatler oluşmaya başladı. Bazısı namazı bıraktı ve homurdanmaya başladı. Bazısı da namazı ikinci rekâttan itibaren kendi başına kılıp namazı tamamladı.

 

Bir cemaatin dağılmasının ne demek olduğunu orada müşahede ettim. Namazı kılmak için bir araya gelen ve cemaat olan kişiler, namazlarını tamamlayabilmek için farklı farklı yollar tutarak bir şeyler yapmaya çalışıyordu.

 

O gün Tam İlmihal Saadeti Ebediyye’de isimlerini okuduğum mezhep imamlarımızın kılı kırk yararcasına yaptığı içtihatları ve bu içtihatları yine kılı kırk yararcasına bize ulaştıran Osmanlı Sultanları ve İslam âlimlerinin büyüklüğünü iliklerime kadar hissettim. Sonra Osmanlı Sultanlarının doğduğum şehir olan Bursa'da yaptırdığı camiler gözümün önüne geldi tek tek. Ulucami, Şehadet Camii, Yeşilcami, Yıldırım Beyazıt Camii, Muradiye Camii ve irili ufaklı pek çok cami... Hiçbirinin alt katı yoktu. Hiçbirinin alt katına ne tuvalet ne ticarethane yapılmıştı!..

 

Tam İlmihal Seâdeti Ebediyye ile beni tanıştıran sebeb-i saadetime dua ettim. O zamanlar Konya'da çokça bulunan Ahmet Yesevi'de, Yunus Emre'de, Şeyh Edebali'de, Mevlâna’da, Somuncu Baba'da bulamadıklarını başka adreslerde arayan kimselere de dua ettim. Allahü teâlâ hidayet versin. Rabbim bizleri de şaşırtmasın, bizi bu yoldan ayırmasın. Bizler onların, onlar bizim yerimizde olabilirdi.

 

     Rumuz: "Hakikat"

 

 

 

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.