İkisi de nişanlısını bilmiyordu?

A -
A +
Hatırama bugün de devam ediyorum... Esra bu haberi duyunca birden yüzü kızardı. O da başını önüne eğip hızlıca odadan çıkıp mutfağa girdi ve hüngür hüngür ağlamaya başladı. Ev halkı akrabaların çoğu bu habere sevindiler amma sevinmeyen bir Abdurrahman diğeri de kız kardeşi Esra idi.
Kızlar gelinler Esra’nın yanında oturup kimi tebrik ediyor kimi de teselli veriyordu.
 
Esra ve Abdurrahman hiç görmedikleriyle nişanlanmışlar, bunu hadi bir nebze sineye çekiyorlar amma bu berdel olayını hiç istemiyorlardı.
 
O yıllarda bu gibi berdel evlilikler nadiren de olsa oluyordu. Bölgenin kültürü buna uygundu ama hiç kimse tarafından berdel tasvip edilmiyordu.
 
Esra, annesi Gülsün’e bağırarak “anne hadi babam beni nişanlamış bari berdel yapmasaydı” diyerek hüngür hüngür ağlamaya başladı. İki gün sonra Abdurrahman nişanlandığı gelin adayının adının Nuran olduğunu öğrenebildi, Esra da nişanlısının adının Dilaver olduğunu... İsimler bu gençlerin hoşuna gitti. İsimlerini sevdiler amma nişanlılarının kısa mı, uzun mu, kör mü topal mı; güzel mi çirkin mi olduğunu bilmiyorlardı. Bilen de yoktu. Bir hafta sonra yeni dünürler üç atla geldiler Esra’ya nişan yüzüğünü takıp gittiler...
 
Aralık ayına yeni girmiştik. Sabahleyin kalktık o da ne? Tam bir metre kar
yağmış. O yıllarda evler hayvan damları çatısız toprak örtmeli düz tavandı. Millet biriken karları sabahtan başlayıp öğlene kadar ancak damların üstünde kürediler.
 
Havada karada iletişim kesildi herkes köyüne kasabasına kapandı. Mart ayının sonuna kadar kimsenin bir yere gitme imkânı yoktu.
 
Uzun kış gecelerinde Abdurrahman abi her akşam bize gelir, anneme derdini dökerdi: “Yahu yenge babam neden böyle bir şey yaptı? Bari beni önceden gönderseydi de kızı görseydim, öyle nişan yapsaydı. Ya bana istediği kız çirkinse? Bir kusuru varsa? Ben bir ömür boyu ne yaparım?”
Annem de hep nasihat ederdi. “Oğlum baban sana hiç çirkin kız alır mı? Sen gönlünü hoş tut. Bence bizim yeni gelin çok güzeldir” gibi teselli verirdi. Bahara kadar gündem hep Abdurrahman’ın nişanlısı nasıldır sohbetleriyle geçti...
 
Karlar eridi bahar geldi. Her taraf sanki yeşil kaftan giymiş gibi yemyeşil. Beyaz kar örtüsünden sonra yeşilliğin tadına doyum olmaz. Sanki insan da hayvanat da özgürlüğüne kavuşmuş gibi hür ve şen oluyordu. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.