“İlk celsede tahliye rica ediyorum”

A -
A +
Önce yüzbaşıya dönerek “şikâyetiniz nedir, size nasıl yardımcı olabilirim” diye sordu...
 
Yengesinin "Niçin kendini bu kadar sorumlu tutuyorsun?” sözleri karşısında yüzbaşının yüzü birden değişti, suratı mosmor kesildi:
“Ah yenge bir anlayabilsen! Ben aslında asılması gereken bir canavarım. Şerefsizlerin ateşi üzerine bazıları hemen yatarken öldü, bazıları ayağa kalkıp mermiler isabet ettikçe çam ağacı gibi oldukları yere serildi. Bu olayda ben de suçluyum, ben asılması gereken bir canavarım!..”
"Böyle düşünme Turgay, lütfen kendini haksız yere suçlama. Beni kırma. Cezaevinden çıkınca seni doktora ben götüreceğim, her şeyi anlatacaksın. Bak göreceksin olayın senin düşündüğün gibi olmadığını anlayacaksın.”
Yüzbaşı belli ki yengesini çok seviyordu. Onun konuşmalarına hiç cevap vermedi. Susup öylece kalakaldı. Bu durumu içten içe hem ağabeyine hem de yengeciğine belli belirsiz bir umut ışığı gibi gelmişti.
Bu konuşmalardan sonra tekrar yengesine sarıldı. Vedalaşıp ayrıldılar. Ben ise doğruca davaya bakan hâkimi ziyaret ettim. Yüzbaşının durumunu ayrıntıları ile anlatarak, onun cezai ehliyetinin olmadığını belirterek “size hakaret etmesinden dolayı cezalandırmanız mümkün olmayacaktır. Sizden ilk celsede tahliyesini rica ediyorum, mahkûm olmayacağı kesin, takdir gene de sizin hâkim bey” diyerek sözümü tamamladım.
Hâkim durumu anlamış ve ilk celsede yüzbaşıyı onun tahliye istemediği yolundaki itirazına bakmaksızın bihakkın tahliye etmişti. Duruşmada hazır bulunan ve sonuca uçacakmış gibi sevinen yengesi ve ağabeyi ile birlikte cezaevinden çıkıp gittiler. Evlerine dönünceye kadar hiç konuşmadılar.
Ertesi gün albayın arkadaşı olduğunu söylediği, ünlü erkek bir psikiyatr,  bir de çok ünlü bayan psikiyatr vardı bildikleri. Karı koca “acaba hangisine götürelim?” konusunda tereddüde düştüler.
Albay; “bizim birader öteden beri hanımlara karşı çok saygılıdır, onu seçseniz daha iyi olur” deyince bayan psikiyatrı tercih edip beş gün sonraya randevu aldılar.
Yüzbaşı tahliyeden sonra hayli sakinleşmiş gibiydi. Yengesine direnmeden bayan hekime gittiler. Doktor albayın özel ricası ile kardeşinin durumunu öğrenmiş olduğundan ilk hasta olarak onları içeriye aldı. Bayan hekim de genç sayılabilecek yaşta uzunca boylu sarışın ve mavi gözlü çok güzel bir kadındı... Onları güler yüzle karşıladı. Masasının önündeki iki koltuğa oturttu. Önce yüzbaşıya dönerek “şikâyetiniz nedir, size nasıl yardımcı olabilirim” diye sordu. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.