“Kefil getirmeye ne gerek var?”

A -
A +
“Firma yetkililerinden istenilen miktar ürün iki kamyonu dolduracak kadar çoktur...”
 
Anlatacağım hatıra, doğrudan benimle değil otuz kırk sene önce gerek evimi, gerekse otelimizi yaptırırken, demir doğrama işlerini yaptırdığım, sanatkâr ruhlu, çok dürüst ve çalışkan bir demirci ustasıyla ilgilidir.
Ben hatırada sözü geçen isimleri değiştirerek kullanıyorum ki herhangi bir yasal sıkıntı yaşamayalım.  Yaşadıklarını Ali Usta isimli demirciden dinleyelim.
Bu usta, Antalya'nın çok bilinen, çok sevilen, deniz kenarında bulunan bir semtinde, bir pansiyon otel yaptırmakta olan Ahmet Beyin otelinin demir doğrama işini üstlenmiştir.
Ahmet Bey köken olarak Antalyalı değildir. Ama çok yakın bir ilden Antalya'ya taşınmıştır. Daha enteresanı önceki ilinde bir devlet kurumunda resmî görevli olarak çalışırken oradan uzaklaştırılmıştır.
Bu saygın devlet kurumundan istifa edene “deli misin sen?” derlerdi. Bu oradan uzaklaştırıldığına göre demek ki eline epey bir para (!) geçmişti. Dediklerine göre Ahmet Bey önce İstanbul'a gider. Orada Hilton Otel'de birkaç gün kalır.
Otelde dinlenirken dolandırıcılık planlarını da gözden geçirir. Ve birkaç gün sonra uygulamaya başlar.
Buzdolabı ve çamaşır makinesi satın almak için bir firmaya gider. Firma yetkililerinden istediği miktar neredeyse iki kamyonu dolduracak kadar büyük bir taleptir.
Yetkili müdür Ahmet Beyin bu isteğine karşı der ki:
“Bize kabul edebileceğimiz sağlam bir kefil bulmanız lazım.”
Ahmet Bey gülümser:
-Beyefendi bu konuda isterseniz önce Hilton Otel Müdürü ile görüşünüz. Sonra gerek duyarsanız kefil işini de yine konuşabiliriz.
Firmanın satış müdürü, Hilton Otelin müdürüne telefon açar. Zaten kendisiyle iyi tanışmaktalar. Otel Müdürü Ahmet Bey hakkında şahit olduklarını şöyle anlatır:
“Ahmet Bey on gündür otelimizde kalıyor. Her gün kendisine elli bin liraya yakın havale geliyor.”
O yıllarda elli bin lira ile şöyle iyi bir daire satın alınabilmektedir. Bu bilgiler üzerine beyaz eşya satan fabrika yetkilisi rahatlar. Herhangi bir kefil istemeden, satın alınmak istenilen buzdolabı ve çamaşır makinelerini verir, senetlerini alır. Fakat günü geldiğinde senetler ödenmez.
Kısacası, Ahmet Bey düpedüz bir dolandırıcıdır. Peki bu elli bin liralık havale işini nasıl gerçekleştirmiştir? DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.