Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi!

A -
A +
“Tanıştırmaya götürdüğü insanların olduğu mekânlar; dürüst, namuslu ve normal insanların olduğu yerler değil…”
 
Belki kırk yıla yaklaşıyor evliliğimiz… Hani "bir yastıkta kırk yıl" diyorlar ya, bizimkisi de öyle sayılırdı… Birbirimizi severek evlenmiştik. Ve gerçekten çok mutluyduk… Birkaç sene öncesine kadar bizden mutlu aile yoktu dünyada… Daha doğrusu bana öyle geliyordu… Nereden bileceğim kocamın bana böyle bir ihaneti düşünebileceğini?
Kırk yıl düşünsem aklıma gelmeyecek olan bu ihanet başıma geldi benim.
Bir insan olarak kendimden utandım. Onun yaptığı ihanetten de midem bulandı…
Dünyada hiçbir şeyin anlamı kalmadı… Yaşamanın bile anlamsızlaştığını hissettim o an…
Kocam da ben de devlet memuru olarak çalıştık birlikte.
Çocuklarımız oldu, iki oğlumuzu da okuttuk. İyi bir aile olarak çocuklarımızı belirli bir seviyeye getirdik. Kocam da ben de emekli olduk. Artık bir köşeye çekilip mutluluğumuzun tadını çıkartacaktık…
Kocam, “kahvede pinekleyene kadar bir dükkân açalım oyalanırız” dedi.
Ben de kabul ettim ve bir dükkân açtık.
"Kırkandan sonra öğrenilen işten ne hayır gelir" derler, bu da böyle olmuştu... Eşim dükkânda kendimizce oyalanırken bir kadın gelip gitmeye başlıyor dükkâna.
Müşteri olarak gelip gitmeye başlıyor ama niyeti bozukmuş nereden bileceksin.
Kocama alışveriş esnasında kim bilir ne kurlar yapıyordu!.. Kendini nasıl alımlı gösteriyordu... Bir gün beş gün derken tanıdıklık ve samimiyet pozlarıyla veresiye ürün almalar başlıyor.
Bizimki hiç piyasada olmamış ki, sokak kültürü nedir bilmiyoruz ki…
Kadın gelip gitmeye başladıkça bizimki de onu dinlemeye onunla muhabbet kurmaya başlamış…
Akşamları eve geldiğinde hiç böyle bir şeylerden söz etmedi… Ben de hiç aklıma gelip de "bu adam dükkânda ne yapıyor, kiminle ne konuşuyor" diye merak etmedim.
Ona ne diller dökmüş… "Sana filan kimseyi getiririm, falan kimse bizim sitede oturuyor, filan kimse eniştemin en yakın ahbabı" diyerek ünlü birkaç isim saydıkça bizimki çevre oluşturacağı düşüncesiyle seviniyormuş.
Bu arada sermayeyi kediye yüklediğinin farkında değil!.. Epey veresiye ürün almış ve bir hayli borç takmış içeriye…

Borçla kurtulsak yine iyi… Bir gün eşime “o gün geldi haydi” diyerek çakmağı yakmış…  Tanıştırmaya götürdüğü insanların olduğu mekânlar; dürüst, namuslu ve normal insanların olduğu yerler değil… Hemen hepsi o âlemin söyleyişiyle kafa kopartıcı kimseler… DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.