Meleklerin ismini karıştırınca

A -
A +
“Peygamber Efendimize vahiy getiren meleğin ismine “Cebrail” yerine “Azrail” dedi”
 
 
Semtimizde bakkal dükkânı işlettiğim yıllardı… Bir gün dükkânda bir arkadaşla sohbet ederken, içeriye temiz giyimli bir bey gelerek selam verdi. Selamını aldık. Buyur ettik. Dedi ki:
-Arkadaş, burada bakkalsın. Çevreyi elbette tanırsın. Ben İlçe Orman Müdürlüğünde çalışıyorum. Bizim yakacak istihkakımız oluyor. Elimde iki ton kadar kışlık yakacak var. Benim istediğim, içki içmeyen, kumar oynamayan ibadetine düşkün olan bir din kardeşime bu odunları hayrına vermek istiyorum. Birkaç yer gezdim, uygun yer bulamadım.
Günlerim sayılı. Buradan Trabzon'a atamam çıktı. Bana bu konuda yardımcı olursanız sevinirim.
Bu ne güzel bir teklifti böyle. Bu ne iyi niyetli bir insandı. O yıllarda doğalgaz bu kadar yaygın değildi… Bu sözler beni en nazik yerimden vurmuştu. Çünkü çevrede bu şekilde yardıma muhtaç nicelerini tanıyordum. Heyecanlandım doğrusu…
Dükkânda çırak da yoktu, dedim ki arkadaşa:
-Sen burada bekle, ben şu yakınımızdaki Mehmet Amca'ya gidip haber vereyim. Onların kimseleri yok. Fakirler, sevap olur.
Dükkânda arkadaşı bırakıp gelen hayırsever beyefendi ile Mehmet Amca'nın evine doğru yola çıktık. Adam yol boyu ağzından Allah kelamını düşürmüyordu… Dinden imandan Kur’ân’dan neler söylüyordu böyle…
Fakat bir ara dikkatimi çeken bir şey oldu… Peygamber Efendimize vahiy getiren meleğin ismini söylerken “Cebrail” yerine “Azrail” dedi.
Ben “acaba dili mi sürçtü, yanıldı mı?” diye düşündüm. Hatta böyle art niyetli düşündüğüm için de kendi kendime sinirlendim. Böyle iyi niyetli bir adamda böyle kusur mu aranırdı?
Neyse, Mehmet Amca'nın yanına vardık. Selam verip hâlini hatırını sordum. Mehmet Amca'ya çocukları bakmıyordu. Bakamıyordu… Onlar da bir emekli maaşıyla bir karı bir koca geçinip gidiyordu.
Geliş sebebimi söyledim. Beyefendi Mehmet Amca'ya da aynısını anlattı. Peşinden, benim Mehmet Amca ile samimi olduğumu öğrendiğinden mi nedir, dedi ki:
“Mehmet Beyamca, kışlık odunların yanı sıra elimde bir miktar da düz kalas var. Onu da size çok uygun bir fiyata bırakırım. Siz bakkal beyden ödünç alabilirsiniz. Sonra satar parasını ödersiniz. Size de katkı sağlar.
Söylediği fiyat o zamanın değerine göre piyasa fiyatının gerçekten üçte biri bile değildi. Ama ataması çıkıp da elinde kalan ürünü değerlendireceği için hiç göze batmıyordu.
Bunun üzerine Mehmet Amca benden geçmiş gün iki bin lira kadar borç istedi. Fakat ben biraz işkillendim. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.