"O dükkânı sen yaktın!.."

A -
A +

Şükrü eniştemin güya yangından haberi yok. Ama hanımı diyor ki: -O dükkânı sen yaktın! -Nerden çıkarıyorsun benim yaktığımı. İnsan kendi dükkânını hiç yakar mı? Emine ablam dürüst birisi. Bu yangını kocasının, sigortadan para almak için yaptığını biliyor ve diyor ki: -Eğer bu yaptığın ortaya çıkar da başımıza bir hâl gelirse seni terk ederim bilmiş ol. -Ya saçma sapan konuşma. Bir şey geldiği falan yok. Yangın oldu. Dükkân yandı... Sigortaya gideceğim. Yangının tazminatını isteyeceğim... Hepsi bu. Neden telaşlanıyorsun? İtfaiye yangınla alakalı kendini ilgilendiren derecede bir rapor tutuyor. Ama Şükrü eniştenin sigorta şirketlerinin nasıl çalıştığından haberi yok. Zannediyor ki onlar da kumarbaz arkadaşları gibi masa başında lafla peynir gemisi yürütüyor. İki gün sonra elinde belgelerle sigorta şirketine gidiyor: -İyi günler, üç ay önce iş yerimi sigortalatmıştım da... Yangın çıktı... Bu da tutanak bilgileri... Mağduriyetimin giderilmesini talep ediyorum. Zannediyor ki, "muhasebeye in dükkânının hesabını yapsınlar. Çekini al git" diyecekler. -Kayıt bilgilerini aldık beyefendi, diyorlar. Bilirkişi ekibimizi göndereceğiz. Siz de dükkânınızda olursunuz. Size de soracak soruları olabilir. -Yanmış bitmiş işte. Bana ne soracaklar ki? -Siz merak etmeyin onlar gerekeni yapar. Eniştenin var, seksen-yüz bin liraya yakın borcu. Dükkân ise içindekilerle birlikte yandı. Sigorta ise "ben bir bakmalıyım" diyor... Zavallı eniştem, düşünceli düşünceli varmış kumarcıların yanına. Durumu anlatmış adamlara. Onların umurunda mı? "Yakmasaydın oğlum!" demişler. Biz sana "git kendini denize at!" desek atacak mısın? Adama bak ya, nerdeyse yangını biz çıkarttık diyecek... Şükrü enişte kumarcıların yanından ayrılırken onların aklına uyup nasıl büyük bir hata yaptığını anlıyor ama son pişmanlık fayda vermez... Bulunduğu arastada aklı başında bir esnaf diyor ki: -Eğer bu yangında bizim bilmediğimiz, senin bildiğin bir bit yeniği varsa, sakın sigortadan para istemeye falan kalkma. Sana para vermek şöyle dursun. Seni anandan doğduğuna pişman ederler. Eniştenin benzi atıyor ama "ben yaktım" diyecek hali yok ya. Müracaatı da yapmış bir kere. Bilirkişi geliyor dükkâna. Daha bakar bakmaz anlıyorlar işin kundaklama olduğunu. Rafların yarısı boş. Yanan kumaşlar ise çal çaput türü şeyler. Diyorlar ki: -Rapor sonucunu firmadan alırsınız. Enişte, kendisini bekleyen sondan habersiz, çağırılan gün gidiyor sigortaya... (Devamı yarın)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.