Akşam karanlığına yakın kuvvetli bir ekip geldi. Uzun uğraşlardan sonra çekerek, sürükleyerek zırhlı aracı Milli Karakoluna getirdik. Artık bundan sonrası kolaydı. Şırnak'a döndüğümüzde Albay Hatipoğlu'nun yanına çıktım. Kendisi de atış takımında olduğu için severdi beni. Yüzümdeki ifadeyi çok iyi okumuş olmalı ki: -Git istirahat et, çağrılıncaya kadar da gelme, dedi. Birlik içindeki prefabrik lojmana nasıl geldim... Etrafımda ne olup bitiyor... Konuşan mı var?.. Hiçbir şey hatırlamıyorum, duymuyorum. Ama elhamdülillah vücudumda kırık çıkık yara bere yok. Kulaklarım duymuyor ve sürekli çınlıyor. Ama geçer. Gündeme bile getirilmez böyle ufak şeyler. Olayla ilgili ne bir rapor... Göreve çıkarken ne bir görevlendirme yazısı... Olaydan sonra da ne bir belge elimize almıştık. Ne var ki bu belge almanın gerekliliği ve kıymeti yıllar sonra ortaya çıkacakmış meğer. Vatan ve millet için biraz fedakârlık gerekmez mi? Aradan geçen günler ve yıllarda bizim kulaklardaki işitme kaybı ve çınlama, artık beni iyice rahatsız etmeye başladı. İlk muayene olduğum askerî doktor, kulağımın dibinde bir at nalına metal çubuk vurarak dedi ki: "Duyuyor musun?'' Evet duyuyordum. "Duyuyorum" dedim. "Bir şeyin yok" deyip göreve gönderdi. Daha sonra Ankara Onkoloji Hastanesinde güzel bir muayeneden geçtim ve kulaklarımda % 40'ın üzerinde işitme kaybı olduğu tespit edildi. Heyete girdim, "bu sınıfın görevini yapamaz, yardımcı sınıfta çalışabilir" kararı verdiler. Bu raporla sınıf değiştirdim. Ayrıca o zamanki sağlık yönetmeliğine göre "emeklilik isteme" hakkım saklı idi. Sınıf değişikliğinden bir süre sonra, birçok arkadaşımın başına gelen YAŞ kararları ile ordudan atılmalar hız kazandı. Sorguya alınanlardan birisi de bendim. Namaz kılmam ve eşimin başörtülü olması yetiyordu. Ailece durumu değerlendirip karar verdik: "Onlar atmadan biz kendimiz emekli olalım. Yani ordudan atılmış değil emekli olmuş oluruz..." Herkes toprak altında hesabını verecek nasıl olsa. Rızkı veren Allahü teala değil mi?" Emeklilik için müracaat ettik. 17 yıl 7 ay hizmet ile emekli olduk. Emekli sandığı tarafından verilen emekli kimlik belgesinin arkasında ne yazıyor biliyor musunuz? "Adi Malul" Ülkesi için görevde iken bir mayın patlaması sonrası işitme kaybı yaşayan bir muvazzafını inancı sebebiyle psikolojik baskı altına alıp bir bakıma emekli olmaya zorlayan mantığa ne denirdi? Vatan sağ olsun... Muzaffer İşcan-İstanbul > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00