“Sen bana üç gün gel oku!”

Sesli Dinle
A -
A +

“Hatta söylerlerdi, üzerindeki çamaşırları çıkartıp temiz çamaşır giyinirken vefat etmiş...”

 

 

 

Çocukluğumun mahallesini ve mahallemizdeki komşularımızı anlatmaya bugün de devam ediyorum. Beli bükülmüş ihtiyar Fatma Teyze’nin evinde o üzeri küflenmiş peynirleri görünce;

 

“Eyvaah, bunları mı yiyor millet?” diye şaşırmıştım. Meğer o küfler antibiyotik özelliği oluyormuş. Koruyucu küflermiş. O peynirken bu küflü kısımlar bir zar gibi temizlendikten sonra yeniyormuş. Nasıl bir peynir çeşidi ise...

 

Bizim evin yanında bir ekmek fırını vardı. O fırının sahibinin hanımı bu Fatma Teyze’nin eskiden komşusu imiş. O sebeple arada gelir onu ziyaret eder hâlini hatırını sorardı.

 

Bir de yine mahallede Seher Hafız dediğimiz bir teyze daha vardı... O evli barklı çoluğu çocuğu olan bir kadıncağızdı. Fatma Teyze bir gün ona demiş ki:

 

“Sen bana gel üç gün sabah akşam oku olur mu?”

 

Seher Hafız da başlamış sabah akşam gidip Fatma Teyze’ye okumaya... Fatma Teyze artık evden çıkmıyor. Yorgun gibi... Seher Hafız da birinci gün gidiyor, ikinci gün gidiyor. Üçüncü gün gidip bakıyor ki vefat etmiş evinde... Hatta söylerlerdi vefat edeceğini anlayınca kim bilir “Rabbimin huzuruna temiz çıkayım” diye olsa gerek üzerindeki çamaşırları çıkartıp temiz çamaşırlar giyiniyorken vefat etmiş...

 

Bizim mahallede ne unutulmaz komşuluklarımız vardı... Bir yaşlı teyzemiz daha vardı. Onun da kocası ölmüştü. Hep kocaları erken gidiyormuş ne bileyim...

 

Bir tane de göçmen komşumuz vardı. Kendisi çalışamıyordu, felç mi olmuştu kim bilir hep yatalak hâldeydi... Karısı çalışıp ona bakıyordu...

 

Adamcağızın karısı öldü kendisi hâlen o yatalak hâliyle hayatta... Öldürmeyen Allah öldürmüyordu işte... Ona yıllarca bu defa da gelini baktı... Ah o gelin ne çaresizdi... Ne sabırlıydı... Ne çileliydi... Çünkü kocası da hayırsızdı... Eh laf aramızda biraz berduştu... Mahallede herkes bilirdi onu... Ama alkolik diye öyle ona buna yan bakan birisi asla değildi. Aksine herkese saygılı herkese yardıma koşan ah işte bir kendine hayrı olmayan birisiydi... Bazen günlerce gelmezdi eve. Kim bilir nerede? O gelin, o zavallı kızcağız doğru dürüst bir kazanç girmeyen o evde hem hayrı olmayan koca yolu bekler hem yatalak kayınpederine bakardı. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.