Sen İstanbul’dan gelmişsin öyle mi?

A -
A +
“Ah oğul, ben daha çocuktum. Bizde cami bırakmadılar. Ezan sesi duyulmaz oldu...”
 
 
Taksinin içindeki, yaşlı teyze çağırmış onu. Gözleri çok az görüyormuş. Kolundan tutarak sormuş:
-Evladım İstanbul’dan gelmişsin sen doğru mu?
-Evet.
-Orada büyük büyük camiler varmış öyle mi?
-Evet.
-İnce ince, kalem gibi minareleri de varmış öyle mi?
-Evet.
-Yanık sesli müezzinler ezan okurmuş orada… Göklere yayılırmış sedaları…
-Öyledir teyze.
-Biliyorsan bir ezan okur musun bize… Oku da bir dinleyelim.
Sanıyor ki Türkiye’deki din görevlileri gibi ezan okumasını istiyor.
“Bilmiyorum teyze” diyor.
Sen misin bunu diyen. Elini bırakıyor ve “inanmıyorum” diyor. “Sen İstanbul’dan gelmemişsin.”
Teyze ki ezan sesine hasret. Bu kez yaratana sığınıp bir de ezan okuyor.
Teyze ellerini kavuşturmuş, gözlerini yummuş bambaşka âleme dalmış gitmiş… Gözlerinden inci taneleri gibi yaşlar süzülüyormuş. Demiş ki:
“Ah oğul, ben daha çocuktum. Bizde cami bırakmadılar. Ezan sesi duyulmaz oldu. Yıllar var ki o sese hasretiz biz. O sese hasretiz… Siz hep ezanı dinlersiniz değil mi? Ah onu hep dinlersiniz...”
Tuhaf duygularla teyzenin yanından ayrılırken, bu insanların inançlarından asla bir şey kaybetmediklerini ama din adına öğrenecekleri bilgi kaynaklarının olmadığını da fark ediyor.
Bu duygum o Kırımlı komşunun evine misafir olduğumda daha da netleşti. Çünkü çok güzel bir evin avlusunda bizi ağırlayan ev sahibi, ikram için bize votka sunuyordu. Adına da rakı diyorlardı.
Bu esnada kulağına eğilen birisi diyordu ki mırıltı ile:
“Bu gelenler, mümin, içki dinimizde haramdır.”
Ev sahibi adamcağız çok mahcup oldu. Yüzümüze bakamaz oldu ve ortadan kayboldu. Neden sonra, telaş ve üzüntü içerisinde, elinde bir şişeyle çıkageldi:
“Aziz begim. Ne olur kusuruma bakmayın. Bilemedim, size haram olan şeyden getirmekle kusur ettim. Bunu telafi etmek için dört beş komşuyu dolaşıp ancak bunu bulabildim.”
-Nedir bu?
-Şaraptır. Kesinlikle rakı değildir.
Neyin haram neyin helal olduğunu bile bilmiyordu iyi kalpli komşularım. Dinî bilgilerden bu kadar habersizdiler.
Ve böylesine din bilgisine muhtaç insanlara, Türkiye kısa zamanda yardım etmiş, Kur’an-ı kerim ile birlikte ilmihâl; temel iman ve itikat bilgilerini içeren kitaplardan da göndermeye başlamışlar.
            R.S-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.