"Bu esnaf kardeşimiz öyle kendinden geçmişçesine anlatıyordu ki gözyaşlarıma hâkim olamadım."
Gazetemizin il temsilcisi idim. Bir gün telefonum çaldı. Bir okuyucumuzdu. Okuyucularımız nadirattan arardı. Daha önce abone iken aboneliği bırakmış. Şimdi tekrar abone olmak istiyordu. Adresini aldım. Dağıtıcıya bildirdim. Aboneliği tekrar başladı.
Fakat merak etmiştim. Acaba niçin bırakmış şimdi neden başlamak istiyordu?
Ziyaret etmek için dükkânına gittim. Küçük sanayi sitesinde yağ değişimi vs. yapan bir esnaftı... Tanıştık, ismi İbrahim. Çaylarımızı yudumlarken anlatmaya başladı:
"Yıllardan beri gazetenizi severek okuyorum. Hatta eşin dostun da abone olmalarını sağlıyordum. Malum, şimdi gençlerde spor düşkünlüğü var. Ben futbolla ilgilenmem. Gençler arada gelip gazetemizin spor sayfasını okuyorlardı.
İşte, gazetemi bıraktığım gündü. İlimizin futbol takımı galip gelmiş. Fakat nasıl olduysa bizim gazete onu yazmamış. Gençler başıma üşüştü. Ne söyleyeceğimi bilemedim. Zor durumda kalmıştım. Birden, 'tamam' dedim, 'ben de aboneliği iptal edeceğim...'
Dağıtıcıya gazete getirmemesini söyledim. Dağıtıcı ile dosttuk zaten. 'Abi neden bırakıyorsun' dedi, ben de durumu anlattım. Tabii ne desin, üzülerek 'peki' dedi...
Ertesi sabah, dükkânın kepengini kaldırdım. Dağıtıcının her zaman gazeteyi bıraktığı yere gitti elim. Elim boş kaldı. Bir tuhaf oldum... O gün akşama kadar bir yanım hep yarım kaldı. İçimde tarif edemediğim bir sıkıntı oldu. Akşam eve gittim. Evdekiler de gazete tiryakisi. Fakat baktılar elim boş. Sordular. Durumu anlattım. Bu sefer evde bir hüzün başladı ki, sormayın gitsin. Sanki matem havası vardı.
Birkaç gün bu böyle devam etti. Baktım olmayacak büronuzu aradım. İşte bildiğin gibi şimdi gazetem geliyor. Allah sizden razı olsun. Huzurum tekrar geldi..."
İbrahim Usta, kendinden geçmişçesine anlatırken gözyaşlarıma hâkim olamadım. O zaten ağlıyordu. Bu olay, İbrahim Usta ile yakınlaşmamıza sebep oldu. Arabalarımızın, onun işiyle ilgili kısımlarını ona yaptırmaya başladık.
İstanbul'a toplantıya geldiğimiz bir gündü. Rahmetli Enver Abimiz bazen illerimizle ilgili bilgi anlatmamızı isterdi. Ben de bu hadiseyi anlattım. O günden sonra gazetemizin bölge baskılarında bölge spor haberlerine de yer verilmeye başlanmıştı. Rahmetli Enver Abi, daha sonraki toplantılarda uzunca bir süre "sizin takımdan ne haber" diye sormuştu...
Seyit Ali Hocaoğlu-İstanbul