“O bir haftayı, sabah iş yerine gidip akşama doğru hastaneye gelerek geçirmiş olduk.”
Hatırama bugün de devam ediyorum... Ara sıra da olsa içeri geçerek yoğun bakıma uğrayıp eşim hakkında bilgi alıyorduk. Durumunun aynı olduğunu beklememiz gerektiğini söylüyorlardı sürekli.
Pazartesiyi iple çektik... Mesai başlayınca doktorlar da gelmeye başlamıştı. Doktorların yapmış olduğu kontrollerde hastamınız durumunun iyiye gittiği ve değerlerinin iyi olduğu bize söylendi. Belli bir saatten sonra acil yoğun bakımın koğuşuna alındı. “Gözetim altında bulunmasına orada devam edilecek” denildi. Ayrıca pazartesi işe gitmem gerekiyordu. İş yerine haber vermem onların da anlayışla karşılamaları, yapılacak işleri arkadaşların aralarında yardımlaşarak yapmaları beni biraz olsun rahatlatmıştı. Hiç değilse aklım işte kalmamış ve kendimi tamamen hastanede hastamıza odaklamıştım.
O gün öğleye doğru, kazanın meydana geldiği Eminönü Camii’nin, Cami Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı ve caminin başimamı geldiler. Bizlere geçmiş olsun dileklerini ilettiler. Sağ olsunlar başhekimliğe beraber çıkarak olayı anlattık. Başhekimin yakın ilgisiyle hastamızla daha rahat görüşmeye başladık. Daha fazla ilgili gösteriyorlardı. Dernek başkanın yardımlarını görmüş olduk. İlgilenen birinin bulunması işlerimizin daha rahat ilerlemesini sağlıyordu.
Bir haftayı sabah işe gidip akşama doğru hastaneye gelerek geçirmiş olduk. En son heyetin yapmış olduğu kontrollerden sonra ilaç vererek ve 1 ay sonra kontrole gelmemizi söyleyerek bizi taburcu ettiler. Bu arada başhekim beni çağırttı. Olağanüstü bir ilaç vs. giderimiz vb. olduysa diye bana senet imzalattılar öyle gönderdiler.
Bu bir hafta süresince Allah’tan anne-babamla aynı apartmanda oturduğumuz için çocuklara onlar bakmışlardı. Eve geldiğimde çocukların yüzünde o korku ve sevinci görebiliyordum. Allah’a şükür ailecek tekrar bir araya gelmiştik. O arada hanımın annesi, kayınvalidem köyden gelmiş evin işleriyle de alakadar oluyordu. Sağ olsun elinden geleni yapıyordu ve hanıma çocuklara iyi bakıyordu.
Bu olay basına da yansımıştı. Benim gördüğüm o gün en çok satan bir gazetede 3. safyada haber olmuştu.
Olay halka açık bir yerde olduğu için sanırım bizi karakola çağırıp ifademizi almışlardı. Kamu davası açılacağını ve mahkeme gününün bize bildirileceğini söylediler. DEVAMI YARIN

