Kaydet
a- | +A

“Gelen akrabalara durumu kısaca anlattım. Artık filmin sonucunu beklemeye başladık.”

Hatırama bugün de devam ediyorum... Bir anda yatağı boş görmek beni “bir şey mi oldu?” diyerek bayağı korkutmuştu. Görevliye sorduğumda “röntgeni çekilmeye gitti” diye söyledi ve rahat bir nefes aldım.

Çocukların dışarıda yalnız olması ve eşimle ilgilenemeyişim beni tedirgin etmeye başladı. Hemen orada önce hanımın abisini aradım. Olayı kısaca bahsettim ve Haseki’de olduğumuzu söyledim. O da bir arkadaş ortamında bulunuyordu. Oradakilerin de haberi olmasına sebep olmuş. Daha sonra da abimi aradım. Akşam olmak üzeriydi. Önce abim geldi. Dışarıda çocukları görmüş ve onlarla ilgilenmiş. Acil servise geldiğini söyledi ve “çocuklar yanımda” dedi. Ben de rahatlamıştım, tamamen kendimi doktorun dediklerine yönelttim. Daha sonra da hanımın abisi geldi. Tabii o da etrafına haber verince birden 10-15 kişi hastaneye doluştular. Onlara da durumu kısaca anlattım ve artık filmin sonucunu beklemeye başladık.

Benim abim, akşam olduğu için çocukların orada olmasının uygun olmadığını söyledi ve “bunları alıp eve gideyim sonra gelirim” dedi. Çocukları alarak eve gitti.

Bu arada film sonucu gelmişti. Doktor kafatasında çatlak olduğunu söyledi. Allah’tan düşen taş deriyi soyarak sıyırmış. Müşahede altında olması gerektiğini beyan etti ve o gece hastanede kalması gerektiğini söyleyerek eşimi yoğun bakım odasına çıkardılar.

Eşim bana sonradan anlatıyor... Yoğun bakımda kendine gelmiş... Önce nerede olduğunu anlayamamış... Etrafında daha zor durumda ve ölü gibi yatan hastalar olduğunu söyledi ve orada çok korktuğunu söylemişti...

Olay cumartesi öğleden sonra olmuştu. Hastanede uzman doktor olmadığı için nöbetçi doktor “Pazartesi hocalarımız gelince tekrar onlarla beraber değerlendiririz. İzleyeceğimiz tedavi sistemini uygularız” dedi ve yanımızda ayrıldı.

Bu arada duyan eş dost sağ olsun ya arayıp ya telefon ederek bilgi almaya başlamışlardı. Öyle böyle derken saat hayli geç olmuştu. Gelenler izin alarak evlerine gittiler. Ben de abimle beraber hastanenin arkasında “ne olur ne olmaz” diye arabanın içinde kaldık.

Pazar günü de yine hastane bahçesinde gelen giden eş dostla görüşerek geçmişti. DEVAMI YARIN

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR