Türkiye’ye selam gönderen Boşnak teyze

A -
A +

O yaşlı Boşnak teyzenin “Ah ana vatana selam söyleyin” derken gözleri doldu geldi...

 

 

 

 

 

Saraybosna’ya gitmiştik. Türkiye’ye dönecektik. Uçağın kalkışına da yaklaşık beş saat filan vardı. Şöyle şehri biraz dolaşmak, hasret gidermek; ufak tefek alışveriş yapmak istemiştik. Arabayı bir otoparka bırakmak gerekiyordu. İleride bir otopark vardı. Oraya giderken bir yaşlı Boşnak teyzenin bize doğru el ettiğini gördük.

 

“Hayırdır inşallah” diyerek yavaşlayıp teyzenin hizasına geldiğimizde bir de baktık ki amatörce “otopark” yazıyor. Meğer teyze de kendince evinin önünde birkaç araçlık bir alanı otopark olarak tanzim etmiş. Otopark ile gelir elde etmek istiyordu. Bizi görünce de otopark için yer var anlamında işaret etmişti.

 

Arabamıza ve bize bakınca dedi ki o yılların tecrübesiyle:

 

-Turşka? Yani Türk müsünüz?

 

Biz de “evet” deyince o seksenli yaşlardaki kadıncağız sanki evlatlarına kavuşmuş gibi bir sevindi bir sevindi anlatamam. Her şeyi unutup geldi bizlerin boynuna sarıldı. “Ah yavrularım... Ah ana vatana selam söyleyin” derken gözleri doldu geldi...

 

Anlatırken bile tüylerim diken diken oluyor. Biz sıradan bir otopark müşterisi olmaktan çıkmıştık. Bize ne ikram edeceğini şaşırdı. Hazırda yapmış olduğu pırasalı Arnavut böreği varmış. Ondan getirdi “yer misiniz evladım” diye. Utandım, elimle “te bu kaa” diye avuç içi kadar alırım dedim. Ama o kadar lezzetliydi ki keşke biraz daha fazla alsaydım. Tekrar istemeye de çok utandım. “Alsam mı almasam mı?” diye tereddütte kaldım. O börek ile ayranın tadını hiç unutmayacağım...

 

Biz arabamızı o evin önündeki otoparka bırakıp çarşıya gittik. Gezdik dolaştık. Aracımızı almak üzere oraya geldiğimizde bir de ne görelim? Teyzeciğim arabamızın başında oturmuş arabayı bekliyor. Niye? Türkiye’den gelen Türk çocuklarının arabasına bir zarar gelmesin, diye... “Ona gözü gibi bakıyor” derler ya işte öyle.

 

Ah biz nasıl bir milletmişiz? Ah ecdadımız nasıl bir sevgi halesi bırakmış Avrupa’da? Ve biz o insanların, adını duyduğunda hasretle ah çektiği ecdadımıza nasıl bu kadar ilgisiz, hatta söylemeye utanıyorum düşman olmuşuz? Hani derler ya “yalan söyleyen tarih utansın!”

 

Utansın billahi utansın!.. O teyzenin “ah vatan” diye inleyen dillerinden utansın. Yaş gelen, dolan gözlerinden utansın...

 

     Ertan Türk

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.