Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Dinle
Kaydet
Türkiye Gazetesi
On yedinin işareti
0:00 0:00
1x
a- | +A

Günlerden mübarek cumaydı. Hale, yeni aldığı kitapları rafına koyacakken tekrar raflarını düzenleme kararı aldı. Konularına göre kategorize ederken çok sevdiği yazarının imzalamış olduğu kitap dikkatini çekti. Eline aldı ve ilk sayfasını açtı. Yazarın notunu okudu ve tarihe baktı; 2017’de imzalanmıştı bu kitap. “Onca sene neden okumadım?” diye düşündü. Hale 17 yaşındaydı, bu yüzden de 2017’yi görünce bunun bir işaret olduğunu düşündü kendince. “Zamanı şimdi geldi” diye içinden geçirdi.

Raflarını düzenlemesini bitirince sallama çayını yaptı ve eline kitabını alarak okumaya başladı. Zaten çok uzun bir kitap değildi. Üç farklı hikâye 141 sayfa idi. Kitap hakkında tek bildiği acıklı bir kitabın onu bekliyor olmasıydı. İlk hikâyeyi okudu etkilendi fakat ağlamadı. İkinci hikâyede ise durum pek aynı değildi.

Hale’nin bu bölümdeki karakterlerle derin bağı vardı. Tüm hikâyeyi sanki kendi yaşamış gibi hissetti ve gözyaşlarına hâkim olamadı, epey uzun bir süre ağladı. Sesleri işiten annesi içeriden kızını kontrol etmeye geldi, ağlama sebebini sordu. Annesi çok önceden bu kitabı okumuştu, kızından çok daha olaylara hâkim bir şekilde kitap hakkında sohbet ettiler. Saat geç olmuştu, yarın sabah erken kalkıp anneanneye kahvaltıya gidilecekti. Sohbetten sonra annesi Hale’yi yatması için uyardı. Hale’nin gözleri yaşlı ve yorgundu. Yazara olan saygı ve sevgisi bu derin hikâyeyi kaleme aldığı için artmıştı. “Kitabın son bölümünü de yarın okurum” diyerek uyumaya gitti.

Ertesi gün oldu, anneanneye kahvaltıya gidildi. Güneşli bir cumartesi oluyordu. Hale’nin anneannesinin evinde en sevdiği yer balkondu. Son bölümü burada okumayı planlayıp balkona çıktı, kısa bir bölümdü, bir çırpıda bitirdi. Bu sefer ağlamadı ama kısacık kitap büyük etki bırakmıştı Hale’nin kalbinde. Tekrar kitaba uzunca baktı, yazarın kalemini, hikâyeleri düşündü. İçten içe yazarla sohbet etme isteği duymuştu, tam o anda kapı çaldı. Hale evin küçüğü olduğu için bu görev ondaydı. Başına bir şal attı ve çabucak kapıyı açtı. Karşısında gördüğü kişi az önce kitabını bitirdiği yazarın ta kendisiydi. Hale biraz şaşırdı, sonra içten bir gülümseme ile;

“Hoş geldin dayı, buyur içeri bir kahvemizi iç” dedi…

Saliha Kılıç

ŞİİR

Külli hâl

“Nasılsın?” diyorum,

“İyiyim” demiyor.

“Yatıyor, kalkıyorum,

Yiyorum, içiyorum,

Yoruluyor, terliyorum...

Nefes alıp veriyorum,

Vaziyet bundan ibaret” diyor.

Ben de ona diyorum ki:

“Yatıyorsan, yatağın var,

Kalkıyorsan, sabahın var,

Yiyorsan, servetin var,

İçiyorsan, sıhhatin var,

Yoruluyorsan, işin var,

Terliyorsan, bedenin var,

Nefes alıp veriyorsan,

Hâlâ umut var...

Gel o nefes bitmeden

Bütün bunların sahibine

Şükredelim mi?”

Ne dersin. Bence artık,

Elhamdülillâhi alâ külli hâl...

Dersin...

Mustafa Özkahraman

SAĞLIK OLSUN

Portakal

Portakalın birçok faydası vardır. Bunlardan bazıları şöyledir: Portakal başta bağışıklık sistemini güçlendirir. Bir portakal günlük C vitamini ihtiyacının tamamını bile karşılayabilir. Böylece bu mevsimde soğuk algınlığı ve enfeksiyonlara karşı vücudu korur. Portakal aynı zamanda antioksidan deposudur. Hücreleri serbest radikallere karşı muhafaza eder. Portakal kalp damar sağlığını da desteklemektedir. Portakal sindirim sisteminin düzenlenmesinde de önemli rol oynar. Aynı zamanda portakal cilt sağlığına da inanılmaz katkılar sunar. Cildi gençleştirir güzelleştirir. Sadece o mu, göz sağlına da iyi gelir, kemik sağlığına da iyi gelir, beyin sağlığına da iyi gelir... Sağlığınız için doktorunuza danışınız.

Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...

ÖNE ÇIKANLAR