Başımız sağ olsun

Sesli Dinle
A -
A +

Binlerce canımızı yine depremde yitirdik.

 

Hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın ailelerine ve yakınlarına Allah’tan rahmet ve sabırlar niyaz ediyorum.

 

Deprem bu coğrafyanın hakikati ve biz çok zor dönüşüyoruz ama bu sefer yaşananın dünyada eşi ve benzeri nadir görülen bir boyutta olduğunu ve tarihteki en büyük fay kırığının yaşandığını uzmanların ağzından öğreniyoruz.

 

Art arda biri 7,7 büyüklüğünde ve saatler sonra 7,6 büyüklüğünde iki deprem...

 

Depremden etkilenen alanın yaklaşık 90 bin kilometrekare, vatandaşımızın ise 13 milyonun üzerinde olması, nasıl bir afet ile karşı karşıya olduğumuzun da göstergesi sanırım.

 

Uzmanlar, depremin bir merkez üssünde oluşmadığını, daha ziyade 200 km uzunluğundaki bir hat üzerinde oluştuğunu ve bu hat üzerindeki 10 şehrimizin depremden büyük ölçüde etkilendiğini belirtiyorlar.

 

Yıkılan bina sayısının 10 binin üzerinde olduğu hakikati dikkate alındığında ise enkaz başına beş kişilik bir uzman ekip üzerinden dahi hesaplansa ilk etapta ihtiyaç duyacağınız acil arama ve kurtarma personeli sayısının 50 bin civarında olduğu söyleniyor.

 

Tabii bu söylediğim rakam, arama kurtarma konusunda yetişmiş personel miktarı.

 

Bu ölçekte bir arama kurtarma kadrosu takdir edersiniz ki dünyanın hiçbir ülkesinde mevcut değil, o yüzden deprem bölgesinde üzerinden 48 saat geçmesine rağmen arama kurtarma ekiplerinin giremediği yerler maalesef hâlâ var.

 

72 saat sonrasında arama ve kurtarma ekiplerinin enkazdan çıkaracağı her canımız bizler için Allah’ın bir lütfu olacaktır. Ayrıca, hava şartlarının da son derece kötü olması enkaz altında sağ kalanların da soğuktan etkilenerek hayatlarını yitirdiği büyük bir acı ile karşı karşıyayız.

 

 

TSK üzerinden neden fırtına koparılıyor?

 

 

Depremin meydana gelişinin üzerinden dört saat geçmeden AFAD ekipleri ile TSK’nın arama ve kurtarma konusundaki uzman personeli sahada olmasına rağmen, TSK’nın sahada olmadığı üzerinden yapılan kışkırtıcı açıklamalar gerçeği asla yansıtmamaktadır.

 

Millî Savunma Bakanı Hulûsi Akar’ın verdiği bilgiler doğrultusunda, ilk etapta TSK İnsani Yardım Tugay Komutanlığı’na ait 2.600 uzman personelin bölgeye sevk edildiği, ilk 24 saat içerisinde de 3.000 TSK personeli ile birlikte iş makineleri, nakliye uçakları, helikopterlerin devreye alındığı, ilk 36 saat içerisinde açılan hava yardım koridoru üzerinden 150 sorti malzeme ve yaralı naklinin yapıldığı bildirildi.

 

Bu rakamlar, siz bu yazıyı okuduğunuzda çok daha artmış olacaktır.

 

İlk 24 saat içerisinde kullanılmak üzere bölgede görevlendirilen TSK’ya ait hava aracı sayısı yetmiş beş idi.

 

Yine MSB’lığınca ilk 24 saat sonrasında, TCG İskenderun gemisi ile yaralıların İskenderun limanı üzerinden Mersin’deki hastanelere taşınma işleminin başlatıldığı, TSK’nın gıda sefer stoklarının vatandaşların hizmetine açılarak seyyar fırın ve mutfakların devreye alındığı bildirildi.

 

Depremin 48 saat sonrası ise deprem bölgesinin dışındaki İstihkam Alaylarının iş makineleri TCG Sancaktar ve TCG Bayraktar çıkarma gemileri ile İskenderun Limanına giriş yaptı.

 

13 komando taburu bölgede asayiş ve güvenliğin temini için sahada görev başı yapmaya başladılar...

 

Tüm bunlara rağmen, bölgede birçok yerde ulaşılamayan enkazın ve vatandaşımızın bulunmasının sebebi, depremden etkilenen bölgenin ve vatandaşlarımızın çok fazla olmasından kaynaklanmakta...

 

Ayrıca TSK’nın 50 bin kişi ile olaya ilk 12 saat içerisinde müdahalede bulunmasını talep eden Cüneyt Özdemir gibi isimlerin, lojistik ve lojistik planlama, intikal süreçleri ve ilk 72 saat içerisinde bu kadar büyük bir rakamın afet bölgesine sokulmasının oluşturacağı müşkülata dair kafalarında en ufak bir fikir kırıntısının olmadığından eminim.

 

Depremden etkilenen alanın büyüklüğü ve bu coğrafyadan sorumlu olan 2. Ordu Komutanlığı’nın Suriye ve Irak hududunun güvenliğinden sorumlu oluşu, 50 bin askerin 2. Ordu üzerinden ilk etapta karşılanmasını zaten sıkıntıya sokuyor.

 

Depremzedeleri kurtarmaya yönelik faaliyetler için zamanla yarışılırken, Tel Abyad bölgesinde bir terör saldırısı askerlerimiz tarafından etkisiz hâle getirildi.

 

Sanırım Cüneyt Özdemir bir futbol müsabakası için insanların elini kolunu sallayarak stadyuma geliş ve çıkışlarının dahi on saat gibi bir zamana mal olduğunu biliyordur!..

 

Ayrıca TSK’nın kimyasal silah kullandığı iftiralarında sessiz kalan ya da bu iftiralara destek veren başka müfterilerin de TSK sevgilerinin kabardığını görmek ayrı bir ikiyüzlülük...

 

Bu yazı kaleme alındığında felaketin üzerinden üç gün dahi geçmemişti. Umudumuz ve duamız da bir sonraki yazımızda sizlere daha ümitvar haberler kaleme alabilmek üzerinedir.

 

Dua edelim ve provokatörlere karşı müteyakkız olalım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.