Millet gördü

Artık son birkaç gün...

 

Sayılı günler değil sayılı saatler kaldı.

 

Batı medyası toptan bütün rengini ortaya çıkardı.

 

The Economist isimli 27 milyon takipçili haber sitesi, sosyal medyadaki sayfasının kapağına ‘Erdoğan gitmeli’ manşetini yerleştirdi.

 

Jerusalem Post’tan Alman DW isimli haber sitelerine varıncaya kadar, aklınıza gelebilecek her kim varsa âdeta Türk seçmenine hakaret edercesine kinlerini boşaltıyorlar.

 

İçerideki izdüşümleri ise bu durumdan son derece memnun olmalı ki dışarıdan fonlama Hasan Cemal ‘Erdoğan demokrasiyi, özgürlükleri çiğnedi. Demokrasi değerlerine sırtını döndü. Yüzünü doğuya, İslam'a çevirdi, Batı'ya sırtını döndü. Türkiye'de krizler ülkesi hâline gelmesi için bütün adımları attı’ diyor.

 

Kemal Kılıçdaroğlu ise her akşam aklına gelen "projeleri!" millet ile paylaşmayı sürdürüyor.

 

En son videosunda ‘Ne Batı ne Doğu, bu Türk’ün yolu’ diyerek ortaya attığı projesinde Türk’ün yolu Zengezur projesi çöpe atılmış vaziyette idi.

 

Eline tutuşturulan kâğıtta, Çin ile Londra arasındaki ulaşım hatları Azerbaycan’dan geçmek yerine İran üzerinden devam etmekteydi.

 

Daha da ötesi, Kılıçdaroğlu bu proje ile Çin’e de diz çöktürüyor ve Çin’in Müslüman Uygur Türklerine uyguladığı asimilasyoncu siyasete de son verdirtiyordu.

 

Ortada tek sorun var, Kılıçdaroğlu’nun sanki isim babası kendiymiş gibi ortaya attığı İpek Yolu Projesi, Çin’in denizlerden kuşatılma riskine karşı kendisinin bizzat desteklediği bir hat.

 

Hatta bu bir proje değil, bizzat reel manada kullanıma girmiş olan bir hat.

 

Nasıl Çin’in sahiplendiği ve belli coğrafyalarda maliyetini üstlendiği bir proje ile Çin’e diz çöktüreceğini sormayın, O’nun adı Kemal Kılıçdaroğlu…

 

Aslında Kılıçdaroğlu, Türkistan coğrafyasını baştan sona geçerek Türkiye üzerinden Londra’ya kadar giden orta kuşak hattında Azerbaycan’ı bypass etmenin dışında yeni bir şey söylemiyor.

 

Hele bir de konuşmasında ‘Biliyorum şimdi benim bu projeme Batı kızacak ama...’ diye bir bölüm var ki bu kadar insan aklı ile alay olmaz dedirtecek cinsten.

 

Kılıçdaroğlu Zengezur Koridoru’nu falan bilmez, kuvvetle muhtemel ‘maalesef Azerbaycan’a silah yardımı yapıyoruz’ diyen sakil kafa o notu Kılıçdaroğlu’nun eline tutuşturup verdi.

 

Şayet millet Kılıçdaroğlu’na bu devleti yönetme yetkisi verirse, aynen bu örneklerde olduğu gibi eline her kim hangi notu tutuşturursa, Kılıçdaroğlu o tutuşturulan metni icra etmek durumunda kalacak.

 

Durum bu derece vahimken ve açıkçası bu zihniyetin bırakın yüzde kırk rakamlarına ulaşmasını, yüzde yirmilere ulaşmasının bizleri ürkütmesi gerekirken toplumu algı operasyonları ile kutuplaştırarak olanı biteni sindirmemizi sağladılar...

 

Meral Akşener ise olanı biteni kimsenin görmediğinden son derece emin tavırlar içerisinde garip tepkiler de vererek kampanyasına devam ediyor. En son çıktığı bir haber kanalında iktidarın nasıl üleştirileceğine dair ortaya koyduğu söylemler bizi bekleyen akıbet konusunda son derece göz açıcıydı!..

 

Millet İttifakı içerisindeki dört partinin CHP listelerinden seçime gireceğini ve bu sebeple bu partilerin alacağı bakanlıkların CHP iradesinde olduğunu ima eden Akşener, kendi bakanlıklarını ise kimseye hediye etmeyeceklerinin mesajını verdi.

 

 

 

İstanbul mitingindeki kalabalık bizlere ne dedi?

 

 

 

İşte tüm bu yaşanan savrulmalara milletin bir tepkisidir meydanlarda gördüğümüz.

 

Dünyanın bu kadar çalkantılar içerisinde olduğu bir dönemde, Erdoğan üzerinden Türkiye’nin müstahkem konumunda bir gedik açmayı ve bu açılan gedik üzerinden eski vesayetçi, titrek dönemlerine geri döndürmeyi umut ediyorlar.

 

Bunu başarabilirlerse bu sefer yaralı bırakmayacaklar.

 

Bu sefer Türkiye’nin bir daha ayağından çıkaramayacağı prangaları takmakla iktifa etmeyip o ayağı bizzat kesip atacaklar.

 

Durum bu derece ciddiyet kesbetmektedir.

 

HDP’li Ahmet Türk ‘Evet bugün bir Millet İttifakı var. Kılıçdaroğlu'na partimiz destek vereceğini açıkladı. Ama herkes şunu bilsin, yarın iktidara geldiklerinde bize yanlış yaparlarsa onun hesabını da soracağız’ diyor.

 

‘HDP’nin destek verme şartları nedir?’ sualinin cevabını ise sadece Kılıçdaroğlu ve o gazete manşetlerini atanların sahipleri biliyor.

 

Millet kendi varlığına yönelen bu meydan okumasını gördü.

 

İstanbul mitinginde ve diğerlerinde ortaya konulan tablo bunun bir tezahürüdür ve tüm bunların sonucunu 14 Mayıs akşamı biiznillah hep birlikte göreceğiz.