Kölesi, annesiymiş meğer!..

A -
A +
Tâbiînin meşhûrlarından Ubeyde bin Muhâcir hazretleri "rahmetullahi aleyh", köleleri satın alır, sonra da âzad ederdi. Bir gün, bir köle satın aldı. Rum asıllı ihtiyâr bir kadındı. Âdeti üzere onu âzâd etti. Kadıncağız; "Kimim kimsem yok, nereye gideyim, nerede barınayım, bilmiyorum" dedi. Bunun üzerine; "Öyleyse bizde kal" dedi. Ve evinde misâfir etti kadıncağızı. Ona bazı şeyler sordu. Zaman sonra, bu kadının "kendi annesi" olduğunu anladı... ● ● ● Bir gün de Azerbaycan'a gitmişti. Gecelemek üzere nehir kenârında bir yere çekildi. Kendisi şöyle anlatıyor: -Bir ara, devâmlı Allahü teâlâya hamd eden birinin sesini işittim. Sesin geldiği yere yaklaştım. Çukur içinde birini gördüm. Bir hasıra sarılmıştı. Ona sordum ki: "Burada ne yapıyorsun? "Rabbime hamd ediyorum” “Niçin hamd ediyorsun?” Dedi ki: "O, beni yarattı, bana düzgün âzâlar verdi, Müslüman olmakla şereflendirdi, sıhhat âfiyet verdi, ayıplarımı ve günahlarımı örtüyor, yüzüme vurmuyor. Bundan daha büyük nîmet olur mu?" Dedim ki: "Haydi bize gidelim." Ama kabul etmedi. Onun, o hâlde iken bile hâlinden memnun olup şikâyet etmemesi, beni çok duygulandırdı...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.