Karagümrük’ün stadı ne zaman yapılacak?

A -
A +
İstanbul'un en eski semt takımı olan Fatih Karagümrük, 36 yıl sonra Süper Lig'e yükselmesine rağmen hâlâ bir stadı yok. Göçebe hayatı gibi bir gün orada bir gün burada derken iç saha maçlarını farklı statlarda oynamasına rağmen 2020-2021 sezonunu 60 puanla 8. sırada tamamladı. Karagümrük’ün yerinde başka bir takım olsaydı stat problemi yüzünden sanırım bir alt lige düşerdi. Futbol takımlarının en büyük kozu, saha ve seyirci avantajıdır. Karagümrük geçen sezon pandemi nedeniyle seyirci gücünü kullanamadığı gibi stadı olmadığı için alıştığı bir saha bir zemin avantajını da kullanamadı. Karagümrük’ün taraftarı her şartta takımlarını yalnız bırakmaz, 30-40 bin kişilik bir stat yapılırsa o stat dolar. Bir iki otobüsü zar zor dolduracak kadar taraftarı olan nice takımlara kocaman statlar yapıldı. Fatih Karagümrük’e stat yapılması için daha ne bekleniyor? Bu stat işi taraftarın da sabrını taşırmış durumda. Ocak ayının sonlarına doğru Fatih Karagümrük Kulübü Başkanı Süleyman Hurma bir açıklama yapmıştı. Yeni stat için olumlu gelişmeler olduğunu söyleyen Başkan "Sayın Bakanımız bu konuda çok ciddi şekilde çalışıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın da haberinin olduğunu biliyorum. Kendisi de Allah razı olsun 'yapın' diye bir onay vermiş. İmkânlar müsait olursa, çünkü orası tarihî bir stat -biliyorsunuz, şu anki yerinde Bizans sarnıcı var- sağı solu da çok koruma alanında bir yer. Eğer bir mâni olmazsa stadı orada yapacağız. Yok orada bir mâni olacak ise Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Bakanımızın verdiği bir talimat var ve bugünlerde bir yer araştırıyoruz. İstanbul'da başka bir yerde Karagümrük Stadı'nı yapacağız Allah nasip ederse" demişti. Aradan 6-7 ay geçti hâlâ bir gelişme yok.
 
FATİH BELEDİYESİNE ÖNERİ
 
Karagümrük, tarihî yarımada diye adlandırılan Fatih Belediyesine bağlı. Hâl böyle olunca da semtin en eski, en köklü takımı Karagümrük’e belediyenin de yardımcı olması çok şık olmaz mı? Şöyle bir şey yapılabilir mesela: 
Stadın yapımını Fatih Belediyesi üstlenir, Fatih ilçesinde uygun olan bir yere stat yapılır. Karagümrük Kulübü’yle de protokol imzalanır. Örneğin stadın isim hakkını belediye 10-15 yıl kullanır daha sonra stat Karagümrük Kulübü’ne devredilir. Kulüp daha sonra istediği bir ismi stadına verir. Bu bahsettiğim gerçekleşirse eğer emin olun Karagümrük taraftarı Fatih Belediye Başkanı Sayın Mehmet Ergün Turan Beyi asla ve asla unutmaz, ismi de tarihe geçer… Saygılarımla...
           Yusuf Polat
 
 
Ebeveynlere çağrı: Çocuklarınıza işportadan gözlük almayın!
 
İşporta güneş gözlükleri 400 nm kadar UV radyasyonunu tutmaz. Çoğunluğu hurda malzemeden yapıldığı için, alerji, tahriş yapabilir. Kolayca kırılır, göz yüz yaralanmalarına sebep olabilir. Ebeveynlerin çocuklarına süs olarak aldıkları renkli işporta gözlükleri, çocuklarının gözlerine bilmeyerek çok büyük zarar verebilir. Bu konuda dikkatli olmak gerekir.
Ebeveynler online ders mecburiyetleri dışında da mümkün olduğunca tablet, bilgisayar, akıllı telefon kullanımına kısıtlama getirmelidir. Uzun süre doğal ışıktan uzak, yakına odaklanmak, kapalı mekânlarda kalmak miyopi’nin artmasına sebep olmaktadır. Çocuklar açık havada aktivitelere teşvik edilmelidir. D vitamini yetersizliğini önlemenin en fizyolojik yolu bebeklerin yeterli güneş görmesidir. Bu amaçla genel olarak bebeklerin üzerlerinde yalnızca bez varken haftada 30 dakika, giyinik iken haftada 2 saat güneş görmesi önerilir. Ülkemizde sağlıklı optik ürün temininin tek yasal ve güvenli yolu gözlükçünüzden satın almaktır.
         Taylan Küçüker-Eczacı Optisyen Gözlükçü
 
 
Aklın varsa kendine sakla!
 
Günümüz insanının ruh hâline dikkat çekmek istiyorum. Artık günümüzde kimsenin kimseye nasihat etme gibi bir durumu kalmadı. Herkes “aklın varsa kendine sakla” modunda. Daha ilerisi “akıl verme para ver” diye gerçekleşiyor.
Peki düşünelim bakalım…
Ben, sen, o, biz, hepimiz madem kimsenin aklına, nasihatine ihtiyacımız yok… O hâlde içinde yaşadığımız ortamlarda neden sorunlarımızı bir türlü çözemiyoruz da sıkıntılar stresler bunalımlar içinde kıvranıyoruz?
Paralı olanımız, parasız olanımız, genç olanımız, ihtiyar olanımız, sağlıklı olanımız hasta olanımız, kadınımız erkeğimiz… Neden mutsuzuz?
Neden huzursuzuz?
Neden kendimizi rahatlatacak arayışlar içerisindeyiz?
Çünkü hayatı ve dünyayı tek başına karşılamaya çalışmaktayız. Sorunlarımızın tek başına üstesinden gelmeye çalışmaktayız.
Hiçbirimizin gerçek anlamda “dostu” yok… “Arkadaşı” yok… 
Hepimizin tanıdığı insanlar var. Ama hepimiz tanıdıklarımızla belirli iş veya menfaat veya ortak çıkarlar ve duygular doğrultusunda hareket eden bireyleriz…
Bizim gibi düşünmeyen kimseyle de konuşup görüşmeyecek noktadayız. Bizden farklı düşünene sabredemiyoruz. “Bir de onu dinleyeyim. Katılmasam belki yararlanırım düşüncelerinden” diyemiyoruz. Daha kötüsü bizi övenlerden daha çok hoşlanıyoruz. Ama o övmenin sahte olup olmadığını, bir çıkar için olup olmadığını sorgulamıyoruz. Oysa hayat ne kolay olacak bakış açımızı kültür ayarlarımıza geri çevirsek: “Bin bilsen de bir bilene danış” demişler. “Akıl akıldan üstündür” demişler…
        Uzm. Psikolog Erdinç Üstündağ
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.