Sosyal medyada düzen ve Alex Jones

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan iki gün önce sosyal medyanın bir düzene sokulmasını şart koştu. Peşinden MHP lideri Bahçeli de sosyal medyayla ilgili düzenleme çıkana kadar hesaplarını askıya alacağını söyledi. 

Durumdan vazife çıkarmaya meyilli muhalifler de "hükûmet sosyal medya hesaplarını kapatıyor" diye yaygaraya başladı! Hâlbuki kastedilen asla bu değil. Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya mecralarının düzene sokulmasıyla ilgili bir açıklama yaptı. 

Peki devlet büyüklerimiz ne demek istediler? Demek istedikleri şu: Sosyal medyada farklı hesaplar arkasına saklananlar sevmedikleri herkesi karalıyorlar, iftira atıyorlar, mesnetsiz iddialarda bulunuyorlar. Yetmiyor, ailelere saldırıyorlar. İşte Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak’ın bir günlük yavrusuna bile saldıracak kadar gözü dönmüş tipler bunlar!.. 

Dava açmaya kalksanız Twitter, Instagram IP adreslerini vermiyor. Fake hesaplardan, trol sayfalardan millete saldırıyorlar. Bunun ifade özgürlüğüyle, demokrasiyle uzaktan yakından ilgisi yok. İstenilen şey basit: Küfreden, terör propagandası yapan, millî güvenliği ihlal eden hesapları kapatın. Mahkemeye gidildiğinde bu hesapların IP’sini verin. Ama yapmıyorlar... 

 

 

Asla Türkiye’deki gibi değil. Twitter, Facebook, Instagram, oranın kurallarını kabul ediyor. Ofisleri Batı’da var ve vergi veriyorlar. Hoşlarına gitmeyen sayfalar kapatılıyor. İş Türkiye’ye gelince oralı olmuyorlar. 

Bir de ofis açma durumu var. Sosyal medya mecralarının hepsinin birçok ülkede ofisi var. Türkiye’de ofisleri yok. İyi para kazanıyorlar ama vergi vermiyorlar. “Ofis açın, vergi verin” deniyor ama oralı olmuyorlar. Kusura bakmayın. O zaman bir düzenleme olur ve gereken cezai müeyyide uygulanır. 

 

 

Sosyal medya ve ifade özgürlüğü demişken. Size Amerika’dan bir örnek vereyim. Alex Jones diye bir gazeteci var. Bu gazeteci aşırı sağcı ve Trump yanlısı. Amerika’da ana akıma çıkamıyor. Alternatif mecralarda yayın yapıyor. 10 Ağustos 2018’de Alex Jones’la ilgili “Devletlerin Sırları Olur” başlıklı bir yazı yazmıştım. O yazıdan aynen aktarıyorum. 

            •••

Alex Jones ana akım medyaya çıkan biri değil. Teorileri de Apple, Facebook ve Spotify gibi sosyal medya alanlarında dolaşıyordu. Ancak Jones’un videoları tüm bu platformlardan kaldırıldı. Facebook, "Şiddeti yüceltmek, şiddet politikamızı ihlal eden; transseksüel, Müslüman ve göçmen insanları anlatmak için insanlık dışı bir dil kullanmak" nedenleriyle Jones’un sayfalarını kapattığını açıkladı. Apple ise Podcast yayınlarını Facebook’a benzer bir açıklamayla kaldırdı.

Twitter’ın sahibi Jack ise Jones’un sayfalarını kapatmadığını söyledi. “Onun görüşleridir. İnsanlar her şeyi okuyarak kendi fikirlerini oluşturabilir” dedi. En mantıklı açıklama yapan oydu. Bu çağda yasak bir işe yaramaz. Kaldı ki Jones millî güvenliği ihlal edecek bir şey de söylemedi.

Öyle olsa -Snowden ya da Julian Assange gibi- zaten ABD yargısı ve devleti devreye girerdi. Jones pek belli etmeden akılcı bir taktikle 2016 seçimlerinde Trump’ı destekledi. Hillary Clinton’a “tam bir şeytan” benzetmesi yaptı. Trump’ın seçimleri kazanmasından sonra Alex Jones daha şöhretli hâle geldi.

Normalde gülünüp geçilmesi gereken Jones’un sayfalarının kapatılması ABD ana akımında büyük sevinçle karşılandı. Washington Post’tan Christine Emba dün “Farewell, Infowars. You won’t be missed” (Elveda, Infowars. Özlenmeyeceksin) diye bir yazı yazdı. Snowden’ı güzelleyen, Jullian Assange’a gazetecilik yaptı diyenler Emba’nın yazısından anlaşılacağı üzere Jones’un yasaklanmasına bayram ediyorlar.

            •••

Yazıyı yazdığım tarihten 20 gün sonra 6 Eylül 2018’de Twitter, Alex Jones’un ve sahibi olduğu Infowars’un sayfalarını kapattı. Hani ifade özgürlüğü? Hani saçma, gülünç, uçuk bile olsa her türlü görüş dillendirilebilirdi? Demek ki öyle değilmiş. Herkesin kendi kırmızı çizgileri varmış. Pardon, ifade özgürlüğü mü dediniz?