Cem Küçük

17/25 Aralık darbe girişiminde FETÖ yolsuzluk iddiasıyla seçilmiş meşru hükûmeti devirmek istemişti. Yolsuzluk iddialarına karşı başta Erdoğan olmak üzere millete bunun yolsuzluk değil darbe girişimi olduğunu anlattı ve millet ikna oldu. 2014 yerel seçimlerini AK Parti ve 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Tayyip Erdoğan kazandı.

Adamlar ekranlarda her gün birini linç ediyor. Mesele Diyanet İşleri Başkanı’na orantısız vuruyorlar. Hükûmetten birinin ailesine saldırıyorlar. Bir kamu görevlisine her şeyi diyorlar. Muhalif kanallarda cellatlık yapıyorlar. İnsanlara ne cevap hakkı veriyorlar ne başka şey. İtibar suikastının en aşağılığını yapıyorlar.

Muhalif medya maalesef kendi cenahını afyonlamaya devam ediyor. Bunun başını da Halk TV çekiyor. Hemen her akşam birkaç hükûmete yakın kişi, kurum ya da yöneticiyi linç ediyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ödleri koptuğu için şimdilik sessizler. 

Trump’ın ek vergileri, Ukrayna’ya artık destek vermeyeceğini söylemesi Avrupa’yı tedirgin etti. “Kendi ordumuzu kurmalıyız” fikri iyice kafalarına oturdu. NATO konusunda da AB ülkeleri masrafa ortak olacak dedi. Avrupa bir yandan AB ile girişilen ekonomik kaygıyı tartışırken bir yandan da neler yapabileceğini düşünüyor. 

Suriye’deki YPG ile Şam yönetimi arasında anlaşma imzalandı. İki gündür bu anlaşma çok konuşuluyor. Beğenen de var, beğenmeyen de. 

Bülent Ecevit’in Merve Kavakçı için, “Atın bu kadını dışarı” lafı hafızlardaki yerini koruyor. Tipik bir Kemalist, CHP bakışı bu. Kendisi gibi olmayanı, düşünmeyeni devletten atma biçimiydi...

Merkez Bankası rezervleri 165 milyar 417 milyon dolar. Cumhuriyet tarihinin en yüksek rakamı bu. Merkez Bankası alım yapmasa dolar 30 liranın bile altına düşer. 

Teröristbaşı Öcalan’ın çağrısının ardından PKK’dan silah bırakması bekleniyor. Tabii PKK’nın her ülkedeki adı farklı. Suriye’de YPG, İran’da PJAK ve bizdeki PKK... Ama neticede hepsinin ortak adı PKK... 

Trump geldikten sonra AB ile ABD arasında yolların ayrılacağı kesinleşti gibi. Gerçi Trump geldikten sonra her ülke artık ABD ile eskisi gibi ilişki kuracak değil. 

Teröristbaşı Öcalan’dan dün beklenen çağrı geldi. Aynen şunları söyledi...

Ekrem İmamoğlu’nun diploma tartışması devam ediyor. Dün YÖK’ün raporu ortaya çıktı. Soruşturma kapsamında YÖK tarafından hazırlanarak savcılığa gönderilen raporun detaylarına ulaşıldı.

Cumhurbaşkanı olduğu için değil Erdoğan hâlâ çok güçlü. Gücü de milletten alıyor. Dünkü kongrede bunu ortaya koydu. İçeride ve dışarıda büyük kalabalık vardı. 

Hükûmeti devirmek için her şeyi yapıyorlar. Her yola başvuruyorlar. Başarılı olamayınca sessiz kalıyorlar ama mahkeme celp çıkarınca, iki polis kollarına girince süt dökmüş kediye dönüyorlar. 

Gözlerden kaçıyor ama üzerinde ısrarla durmak lazım. Ekrem İmamoğlu’na ceza, dava vb. ikincil konular. CHP’li iki belediye başkan yardımcısı ve dokuz meclis üyesi Halkların Demokratik Kongresi (HDK) üyesi oldukları için tutuklandılar. Peki HDK neydi bakalım? 

2012 yılında FETÖ’cü savcılar 28 Şubat darbesiyle ilgili bir dava açmışlardı. Ama işlerine gelmeyenleri, özellikle de medya patronları ve gazetecileri hariç tutmuşlardı. O zamanlar hükûmetten asla çekinmeyen ama FETÖ’den korkan TÜSİAD peş peşe açıklamalar yapıyordu. “28 Şubat’ta TÜSİAD yoktu” diyorlardı.

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan dün Ümit Özdağ'ın tutuklanması, İBB Başkanı İmamoğlu'na yönelik soruşturma, tekelleşme iddialarıyla hakkında soruşturma başlatılan Ayşe Barım, korsan yeminci teğmenlerin ihracı gibi konular üzerinden kamuoyuna ve siyasete mesaj verilmiş. Tam olarak şöyle demiş Turan:

Dün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı belediyelere operasyon yaptı. Kent Uzlaşısı adı altında PKK ile iltisaklı kişilerin belediyelere nasıl doldurulduğu ortaya çıktı. Özellikle İstanbul Başsavcılığının yaptığı açıklama önemli. Bakın orada çok kritik açıklamalar var.

Siyaset millete hizmet için yapılır. Halkın sorunlarını çözmek için insanlar politikaya girer. 1994’de Refah Partili belediyelerin ve 2002’de AK Parti’nin iktidara geldikten sonra yaptıkları buydu. Muhalefetin küçümsediği yollar, köprüler, havalimanları, altyapı hizmetleri son 20 senede yapıldı. 

28 Şubat bir darbeydi. Hem de ağır bir darbe. Daha önce yazmıştım, tekrar edeyim. 30 Haziran 1996’dan 18 Haziran 1997’ye kadar olan süreç içinde TSK’yı darbeye teşvik ve tahrik eden ya da yasa dışı eylemleri öven ve alkışlayan her kişi suçludur. Refah-Yol’un devrilişinden AK Parti’nin iktidara geldiği 18 Kasım 2002’ye kadar olan süreç de “askerî ara rejim” dönemi olarak kabul ediliyor.

Türkiye’de bazı muhalifler bir şeyler deniyorlar ama başarılı olamayınca hemen geri adım atıyorlar. Sorsan hepsi devrimci ama seçilmiş meşru hükûmeti devirmek için yaptıkları eylemler sonuca ulaşamazsa hepsi geri basıyorlar!..