Emir Turam

Son oynadığımız Yugoslavya maçı gerçi bizim istediğimiz gibi sonuçlanmadı, ancak mücadele açısından oldukça olumlu dönemler içeriyordu. Herşeyden önce Avrupa Şampiyonası'nın bu en güçlü takımını yenmek için sahaya çıktık. Hüseyin'in maçın başında arka arkaya aldığı 3 savunma reboundu ve yaptığı 2 blok, mücadele yoğunluğumuzu pek güzel yansıtıyordu.

İsveç takımının kapasitesi turnuvanın diğer takımlarına kıyasla daha sınırlıydı. Turgut Atakol Turnuvası'nda iki güçlü ekibin arasında nisbeten daha kolay bir maçın yer alması aylar öncesinden bilinçli bir şekilde planlanmıştı.

Hazırlık dönemi giderek ilerlerken ve şampiyona tarihi yaklaşırken takımımız da eksiklerini gidermekteydi. Turgut Atakol anısına düzenlenen turnuva da güçlü rakiplere karşı nasıl oynayacağımız önemli bir gösterge olacaktı.

Basketbol Milli Takımımız Avrupa Şampiyonası hazırlıklarını sürdürüyor. Evsahibi olduğumuz Avrupa Şampiyonası öncesinde bilindiği gibi çıta cesaretle yükseltildi.

İki takım arasındaki giderek şiddetlenen şampiyonluk mücadelesi sinirleri de iyice germişti. Ülker'e kaptırdığı avantajı geri almak için son kartını oynayan Efes, maçın ilk saniyesinden itiraben Ülker oyun kurucusuna baskı uyguladı.

Goljoviç'in oyunun hemen başındaki iki bloğu, sonucun habercisiydi sanki. Efes'in iki pivotu Hüseyin ve Drobnjak beklenmedik şekilde, Ülker'in skorerine takılmışlardı.

Serinin ilk maçında elde ettiği farklı galibiyetin motivasyonu ile maça başlayan Efes, özellikle orta sahayı kontrol altına alarak Ülker'in hızlanmasına izin vermedi. Ülker oyun kurucusu Tutku, bu dönemde araya bir 3'lük sıkıştırmayı başardıysa da, yarı saha hücumunda takımını iyi yönetemedi.

Efes bu sefer oyuna daha stressiz ve rahat başladı. Ruslar'ın nispeten gevşek savunmasının hücumda sağladığı rahatlık sonucunda iki gün öncesine nazaran daha kolay atışlar bulduk ve daha fazla top kullandık.

Efes, maçın başında yarı saha savunmasında elinden geleni yapar görünmesine rağmen pek etkili değildi. Özellikle de hücumda kaybedilen toplardan sonra geri koşmakta zorlandık. Scepanoviç ve Mulaömeroviç zincirin zayıf halkalarını oluşturuyorlardı.

Çetin bir mücadelenin sahnelendiği normal sezonun sonuna geldik. Tofaş'ın kapanması, diğer takımlarımızın bütçelerini kısmaları birtakım mahsurları beraberinde getirdiyse de, en azından kadrolar arasındaki farkların azalmasını sağlayarak rekabeti arttırdı, hemen herkesin herkesi yenebildiği maçlar daha zevkli ve heyecanlı geçti.

Normal sezonun son maçında kendi sahasında F.Bahçe'yi ağırlayan Beşiktaş, güçlü rakibini yenmek ve böylece bir dönem boyunca yaşadığı sıkıntıları geride bırakmış olduğunu play-off öncesinde herkese göstermek istiyordu. Öyle de oldu; maçın büyük bölümünde çok iyi oynayarak F.Bahçe'ye net bir üstünlük sağladılar, fakat işin sonunu getiremediler ve uzatmaya giden karşılaşmanın kazananı olmayı kıl payı kaçırdılar.

Haftayı galibiyetle kapatan Efes ve Ülker son haftaya aynı puanla girdiler. Beklentiler doğrultusunda önümüzdeki hafta da yenilmedikleri takdirde normal sezonun liderliğini Ülker göğüsleyecek. Darüşşafaka ise son iki haftada arka arkaya aldığı iki yenilgiyle uzun süredir elinde tuttuğu liderlik makamından aniden uzaklaşmış durumda.

Darüşşafaka'nın Ülker mağlubiyeti onları bir adım geri düşürmüş olsa da ligin zirvesinde yaşanan nefes kesici mücadele sürüyor. Play-Off öncesinde ipi kimin göğüsleyeceğini önümüzdeki iki hafta gösterecek.

Liderlik koltuğuna kurulmak için bütün gücünü harcayan ve her üçü de aynı puanda bulunan "Triumvira" - Ülker, Darüşşafaka ve Efes - haftayı hep birden galibiyetle kapatınca ligin zirvesinde yaşanan çekişme bütün hızıyla devam etti.

İki denk kuvvetin mücadelesi şeklinde başlayan, ancak ilk 3'te 1'lik sürenin ardından giderek Efes hakimiyetine giren maçta, lacivert-beyazlılar iyi savunma yapıp akıllıca hücum ettiler, özellikle de derin kadrolarının faydasını gördüler.

Ligin zirvesinde gerçek bir düğümlenme yaşanıyor; 17'şer galibiyet ve 4'er mağlubiyetli üç takımımız arasındaki kıyasıya mücadele giderek kızışıyor.

Haftanın sürprizi lider Darüşşafaka'nın B.Kolej'e yenilmesiydi. Böylece bu sezon Ankara'da oynadıkları üçüncü karşılaşmadan da mağlup ayrılmış oldular.

Birçoğumuz bayram nedeniyle tatile çıkmışken veya en azından dinlenerek günlük çabalarından uzaklaşma imkânı elde etmişken, basketbol ligi duraksamadan sürüyor.

Ligin zirvesini yakından ilgilendiren bir hesaplaşmaydı. Serkan'sız oynamak zorunda olan ve oyun kurucu pozisyonundaki kapasitelerinin kendilerini nereye kadar götüreceğinin hesaplarını yapan Ülker ile, sezon içinde yaşadığı çalkantılı döneme rağmen zirve yolunda gerçek gücünü görmek isteyen F.Bahçe'nin kapışması sert ve zevkli bir mücadeleye sahne oldu.

Sıkıntılı bir dönemi geride bırakan ve ligde üst sıralara yükselme hesapları yapan Beşiktaş için önemli bir sınavdı. Pivotları Eley, Efes'in uzunlarına karşı biraz yalnız kalmasına rağmen - özellikle Drobnjak pota altında çok başarılıydı - Efes başlangıçta istediği üstünlüğü sağlayamadı.