Emir Turam

Ligin ilk yarı maçları bu hafta sonuçlandı. Yakın geçmişe kıyasla zirvesinde epey çalkantı yaşanan ilk yarının son güleni giderek daha iyi oynamaya başlayan Efes Pilsen oldu.

Tofaş arka arkaya aldığı iki galibiyetle hakikaten önemli bir iş başardı. Önce Ülker'i, hemen arkasından da Tuborg'u devirerek ligin zirvesini sarstılar, hem de bulundukları en alt sıradan.

Ülker'de yaşanan krizin Blair'in sahalara dönüşünü hızlandırmasını, bu arada G.Saray'ın tek yabancıya kalması, sonuca tesir edebilecek maç öncesi notlarıydı.

Ekonomist değiliz, ancak batıda hisse senedi yatırımı yapmak isteyenlerin ilk inceledikleri kriterlerden biri iken ülkemiz şartlarının spekülatif trendleri içerisinde ikinci plana atılabilen bir kriterin önemini yine de biliyoruz: Fiyat Kazanç Oranı.

Ligimizin zirvesindeki çekişme devam ediyor; üst sıraları yakından ilgilendiren karşılaşmaların oynandığı geçen hafta itibarıyla sıralamada bazı değişiklikler oldu.

Bu sezonun sürpriz ekibi Tuborg Darüşşafaka'yı da devirdi ve liderliğini sürdürdü.

Yetersiz savunmadan kaynaklanan Benetton yenilgisi sayılmazsa Euroleague'de oldukça sağlam durumda olan Efes giderek daha iyi basketbol oynuyor.

Türkiye Basketbol Ligi'nde son birkaç sezona kıyasla bu yıl yüksek çekişme yaşanıyor. Bu hafta da biraz Büyük Kolej ve biraz da Oyak Renault'un dışındaki takımların maçlarında kıyasıya mücadeleler yaşandı ve sonuçlar ancak küçük nüans farklarıyla belirlenebildi.

6 haftadır yenilmeyerek liderlik koltuğuna inatla tutunan ve bütün dikkatleri üzerine çeken Tuborg, F.Bahçe'yi de yenerek konumunu güçlendirdi.

Haftalardır iyi oynamamasına rağmen son dakikalara ağırlığını koyarak galip gelmeye devam eden Ülker, Beşiktaş karşısında da hedeflediği üstünlüğü maç boyunca kuramadı; ama yine kazanmayı başardı.

Haftanın en önemli maçı Beşiktaş-F.Bahçe derbisiydi. Lige pek de iyi bir başlangıç yapamayan F.Bahçe, siyah-beyazlılar'a kendi sahalarında 106 sayı atarak, patlayıcı oyunculara sahip Beşiktaş'ın skor kapasitesini geride bıraktı ve çok değerli bir galibiyet aldı.

Sezona iyi başlamayan ve bu arada bir sürü sakatlıkla uğraşan Telekom, Ülker karşısında sahaya hiç de kaderine razı bir görünümde çıkmadı. Dişe diş savunma yaptılar ve Ülker'i maç boyunca attığı her basket için çalışmak zorunda bıraktılar.

F.Bahçe seyirci baskısı altında maça temkinli başladı. Umut Yenice ile pota altını zorladılar.

Kerem'in bir kafa uzun olduğu Rogers'a karşı oynarken kendisini nasıl hissettiğini bilemiyoruz, ancak 1.60 m'lik bu oyuncunun tribünlerdeki izleyicilere basketbolu herkesin oynayabileceğini pek güzel gösterdiğini düşünüyoruz.

Sezon başında bütün maddi olumsuzluklara rağmen 'şampiyonluk' hedefini cesurca telaffuz eden G.Saray ile iddialı görünmese de sessizce çok iyi bir takım kuran ve gözünü yükseklere diken Beşiktaş arasındaki mücadele taraftarları basketbola doyurdu.

Bu sene güçlü kadrosuyla hem ligde hem de Avrupa'da hedef tazeleyen Ülker için uygun bir başlangıç maçıydı, çünkü AEK çok güçlü bir takım değildi.

Türkiye Basketbol Ligi'nde geçen yıl yaşadığımız bir sıkıntı büyük ölçüde aşılmış görünüyor; takımlar arasındaki güç farklılıkları oldukça azaldığından kimin kimi ne zaman yeneceği artık öngörülemiyor. Bu durum ligdeki rekabeti ve heyecanı arttırıyor.

İkinci haftanın sonunda ligde kazanan ve kaybedenler arasındaki farklılıklar belirginleşmeye başladı.

Kısıtlı bütçesiyle iddialı olmaya çalışan ve bu arada ilk maçında F.Bahçe'yi de deviren G.Saray'ın Efes karşısında objektif bir ifadeyle fazla bir şansı yoktu.

Ligin ilk haftasında G.Saray'a yenilen F.Bahçe; Ülker karşısında kendi sahasında oynamanın da avantajıyla muhtemel bir sürprizi kovaladı.