Ülker'de yaşanan krizin Blair'in sahalara dönüşünü hızlandırmasını, bu arada G.Saray'ın tek yabancıya kalması, sonuca tesir edebilecek maç öncesi notlarıydı. Tayin edici taraf G.Saray'dan önce Ülker olacaktı şüphesiz; şok mağlubiyetlerden sonra alınan önlemlerin takım oyununa nasıl yansıyacağı merak konusuydu İlk beş dakikanın sonunda Ülker açısından tabelaya yansıyan bir üstünlük olmasa da bu kısacak sürede dahi iki takım arasındaki kapasite farkı, hissedilmişti. Ülker'in kenarda oturan beşi oynasaydı da birşey değişmeyecekti. Ülker'in kenarda oturan oyuncularından sadece ikisinin bedeli (Booker + Rentzias) G.Saray takımının toplam maliyetini epeyce aşıyordu. Önemli olan Ülker'in bu üstünlüğünü istikrarlı bir şekilde kullanması ve tabelaya yansıtmasıydı. Ancak maçın genelinde böyle olmadı, tıpkı Ülker'i birçok maçında görmeye alıştığımız gibi... Skor üretmekte genel anlamda zorlanan G.Saray, oyunda kalmasını birkaç ekstra 3'lük atışa borçluymuş gibi görünse de isabet bulamadıkları kötü seçilmiş başka 3'lüklerin, Ülker hızlı hücumlarına dönüşerek, turuncu-yeşillileri önde tuttuğu da bir gerçekti. İki takım arasında tabelaya yansıyan yaklaşık 10 sayılık performans farkı, maç boyunca aynı kaldı, hem de mütevazı kadrolu G.Saray'ın maç boyunca iyi oynamamasına rağmen... Kazanan taraf Ülker oldu, fakat oynadıkları oyundan memnun kaldıklarını düşünmüyoruz. Hem fiziksel basketbol performansı, hem de oyuncuların kendine güven ve benzeri konulardaki psikolojik performansı açısından katetmeleri gereken epey mesafe bulunuyor.