Emir Turam

Daha ilk periyodda G.Saray'ı sürklase ederek (12-29) büyük bir üstünlük sağlayan Efes, pota altında sıkıntı çeken rakibini uzunlarıyla hırpalayarak rahat bir galibiyet aldı.

Hızlı oyunu başarıyla oynayan, birbirinden değerli dış hücum silahları bulunmasına rağmen iyi savunma da yapabilen Bologna'ya karşı İtalya'da farklı kaybedilen maçın rövanşıydı ve Bologna açıkçası Abdi İpekçi'de de favoriydi.

Abdi İpekçi'deki yaklaşık 10 bin basketbolseverin mimarı olduğu mükemmel ortam, TBL'nin kitleleri kucaklama kapasitesini net bir şekilde gözler önüne sererken, maçı tüm Türkiye'ye ileten ATV yayını da benzer şekilde yükselen reytingler aldı.

Abdi İpekçi'de hakikaten müthiş bir seyir ortamı vardı. Her iki takımın binlerce seyircisi salona hissedilir bir enerji yayıyordu. Böyle bir atmosferden etkilenmemek mümkün değildi.

Bir hafta önce nispeten mütevazi İTÜ'den beklenmedik bir yenilgi alan ve hedeflediği liderliğe kurulamayan Fenerbahçe, bu hafta güçlü Ülker'i yenip kaybını telafi etmek amacındaydı.

Oyuncu kontratları mütevazı seviyelerdeki Opel Skyliners, Maras gibi cüsseli bir pota altı oyuncusunun etrafında hiçbiri yıldız olmayan, ancak hızlı basketbolu oynayabilen oyunculardan kuruluydu ve bireysel kapasiteden ziyade kolektif çabalardan sayı üretiyorlardı.

Haftanın sürprizi yabancısı olmayan mütevazi İTÜ'nün ligin zirve adayı F.Bahçe'yi devirmesiydi. Oysa sarı-lacivertliler için öylesine önemli bir maçtı ki, kazansalardı lider olacaklardı.

Abdi İpekçi'nin devreye giren perde sistemi, gelen seyirci sayısının yüksekliği yüzünden bölüm bölüm kaldırılmak zorunda kalsa da bu iyi bir gelişmeydi; kalabalık seyirci kitlesinin oluşturduğu son derece güzel bir atmosfer vardı.

Beşiktaş'ın ani bir idari kriz yaşaması ve siyah - beyazlı basketbolcular sahada ısınırken istifa eden yönetici sayısının artmaya devam etmesi beklenmedik bir olaydı ve müstafi yöneticilerin arasında basketbol sorumlusu sayın Kemal Gencer 'in de bulunması takımın üzerindeki baskıyı arttırıyordu.

Partizan, Avrupa basketbolunun hiçbir zaman rekor bütçeleri olmamakla birlikte her zaman iyi oynayan takımlarından biri olabilmiş marka ekiplerinden biriydi.

TBL heyecanı devam ederken İkinci Lig'in ne kadar kaliteli bir altyapı hazırlamaka olduğu da gözler önüne seriliyor. Ligin iki yeni ekibi, Erdemir ve Banvit etkili bir basketbol oynamaya devam ederek tüm takımlara kafa tutuyorlar.

Abdi İpekçi tribünlerini dolduran binlerce seyircinin oluşturduğu dinamik basketbol ortamı Ülker'in büyük düşünmeye karar vermesinin ne kadar isabetli olduğunu gösterdiği kadar, turuncu - yeşillilerin son birkaç yıldır seyircilerini küçücük Ahmet Cömert Salonu'na hapsetmekle neler kaybettiklerini de gayet güzel özetliyordu.

Mart 1998'de Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel tarafından ilk defa resmen telâffuz edilen çok iddialı bir hedef...

Ligde ilk iki sırada yer alan Efes ve Ülker'in maçlarını farklı kazanarak kapasitelerini sergilediği geçen haftanın sonunda bu iki güzide ekibimizden başka namağlup takım kalmazken, diğer maçların tümü son derece çekişmeli geçti. Tuborg'un ve Karşıyaka'nın aldığı önemli galibiyetler ligde İzmir rüzgarları estirdi.

Bu sene büyük hedefleri olan ve 6. haftaya namağlup olarak giren Fenerbahçe, geçtiğimiz birkaç haftada bir takım sıkıntılar yaşayan Tuborg Pilsener'den oldukça farklı olan, boyun eğmeyen ve kazanmak için mücadele eden bir takım buldu karşısında.

TBL'de 5. haftanın sonunda yenilgisiz 3 takım kalırken, henüz galibiyetle tanışamamış yine 3 takımımız bulunuyor. Son sıraları paylaşan Telekom, Tekel ve Darüşşafaka'nın ilerleyen haftalarda maç kazanmaya başlamalarıyla ligin oldukça renkleneceğini düşünüyoruz.

Hasretle beklenen TV yayın anlaşması sonuçlanmıştı; ATV ekranlarındaki ilk lig maçıydı. Birçok başka açıdan da ligin beşinci haftasının en ilgi çekici maçıydı; sadece ezeli rekabeti değil, iki güçlü ve coşkulu taraftar grubunu, iki namağlup takımı ve - bir sene öncesinin TBL sayı kralı Marc Salyers başta olmak üzere - çok sayıda yıldız oyuncuyu bir araya getiriyordu.

Efes'in hiç de iyi oynamayıp mağlup olduğu geçen haftadan sonra kendi evinde mutlaka kazanması gereken bir maçtı. Cibona takımı Efes'i yenmeye gelmemişti belki, ama kolay teslim olmadılar ve bizce Efes'in henüz oturmamış performansı sayesinde maçı az daha kazanıyorlardı bile.

Ramazan Bayramı'na girerken neredeyse bütün karşılaşmaların çekişmeli mücadelelere sahne olduğu bir basketbol haftasını geride bıraktık. Haftanın en farklı biten karşılaşmasında favori Efes, Kemal'i durduramadığı ilk yarıda 40 sayı yedi ve oldukça zorlandı. İkinci yarıda savunmalarını sertleştirerek rahat bir galibiyete uzanan Efes'i sonuca götüren faktör pota altı (50-28 hava topu) üstünlüğü oldu.

Yakaladığı yüksek form ile hem TBL'de, hem de Avrupa Ligi'nde iyi bir çizgi yakalayan Ülker Ankara'da fırtına gibi esti. Saha avantajına rağmen 47 sayıda tuttukları Kolej'i adeta sürklase ettiler. Karşısında kendisini durduracak fiziğe sahip kimseyi bulamayan Zukauskas başta olmak üzere herkes iyi oynadı.