Abdi İpekçi tribünlerini dolduran binlerce seyircinin oluşturduğu dinamik basketbol ortamı Ülker'in büyük düşünmeye karar vermesinin ne kadar isabetli olduğunu gösterdiği kadar, turuncu - yeşillilerin son birkaç yıldır seyircilerini küçücük Ahmet Cömert Salonu'na hapsetmekle neler kaybettiklerini de gayet güzel özetliyordu. Tribündeki coşkulu destek aynı zamanda çok 'konuksever' idi; sahaya ne bir şey atıldı, ne de konuk oyunculara karşı bir düşmanlık yapıldı. Bizim oynadığımız günleri de kapsayan çok uzun bir dönemdeki Türk-Yunan maçlarının anarşi ortamı çok gerilerde kalmıştı artık. Türk ve Yunan bayraklarının Abdi İpekçi'nin tavanında yan yana asılı olması bu pozitif ortamı tamamlıyordu. Saha içinde de büyük düşünmek önemliydi. Herkesin gözünde büyüttüğü CSKA Moskova karşısında kazanamadıklarında fırsat kaçırdığını vurguladığımız Euroleague temsilcimiz, o gün kazanmayı gözüne kestirmiş değildi. Fakat dünkü maç oldukça farklıydı. 50 sayıda tuttuğu Benetton'u kendi evinde yenerek potansiyelini - tüm Avrupa'ya olduğu kadar herhalde kendisine de - ispatlamış Ülker, yine gözlerde büyütülen bir başka Avrupa devi Panathinaikos karşısında bu sefer kazanmayı düşünerek mücadele etti. Gerçi hızlı hücumları yeterince zorlamadılar, temkinli oynayıp düşük skora razı oldular ama Serkan 'ın 21 sayıyla sürüklediği turuncu - yeşilliler salonu dolduran binlerce basketbolsevere çok zevkli bir maç izlettirdikleri karşılaşmada mücadeleyi hiç bırakmadılar ve sonunda da kazanmayı başardılar. Avrupa'daki hedeflerini yansıtan Ülker için maçın kilidi pes etmemek idi. Panathinaikos'un uzuna kısa perdelemelerde dahi risk alarak oyuncu değişmesi Ülker'in sayı yollarını tıkıyordu. Buna rağmen mücadeleyi bırakmadılar ve hem savunmada, hem de hücumda ellerinden geleni yaparak sonunda zafere ulaştılar. Kerem Tunçeri 'nin son dönemde skora katkı yapmaya karar vererek oyunun dengesini değiştirmesi, Jackson 'un son dakika içerisindeki çok kritik 'hoşgeldin' üçlüğü, Kerem Gönlüm 'ün müthiş son bloğu galibiyeti getiren diğer ayrıntılar oldu. Galibiyetin ışıltıları arasında dikkati pek çekmese de maçın son bölümünde 5 faulle dışarı alınan Zukauskas 'ın yerine Strombergas 'ı pota altına çekip Femmerling 'in savunmasını bu dış oyuncuya bırakmak önemli bir riskti. Fatih sakat değilse Ülker'in onu oynatmayarak aldığı bu riskin pek rasyonel olmadığını düşünüyoruz, çünkü Strombergas gibi bir silahı kaybetmelerine yol açmasının ötesinde bir oyuncunun performansını yükselten en önemli etken güven duygusu vermek olduğuna göre - en zor anlarda gençleri oyun sürerek bunu mükemmel yapan Tanjevic 'in kulakları çınlasın - Fatih 'e güven vermek için önemli bir fırsat harcanmış oldu. Fatih 'e görev vermek hem bu maçta pota altının toparlanması, hem de kendisinin ileride çok daha verimli olabileceği bir performans düzeyine çekilmesi açısından büyük önem taşıyordu. Her halükarda çok önemli bir galibiyetti. Glover ve Praskevicius 'un bu maça hemen hemen hiç yansımayan kapasiteleri de hesaba katılmalıdır. Ülker, büyük düşünmeye devam etmesi halinde seyirci desteğini daha da artırıp mükemmel bir basketbol ortamı içerisinde daha bir sürü önemli maçı kazanacaktır.