Emir Turam

Geçtiğimiz hafta normal sürenin berabere bitmesiyle uzatmaya giden karşılaşmaların da gösterdiği gibi BEKO Basketbol Ligi'nde yüksek seviyede çekişme yaşanıyor.

Maçın favorisi, Mirsad'ın ve Solomon'un yokluğunda dahi yüksek skor gücüne sahip F.Bahçe Ülker idi. Buna rağmen maça iyi başlayan ve üstünlük sağlayan taraf Cafe Crown G.Saray oldu.

Uzun oyuncularını da tempolu oyuna katarak ve atış sayısını yükselterek sağladığı yüksek hücum potansiyelini başarıya dönüştüren Telekom, Cola Turka Beşiktaş'ı Akatlar'da yenerek önemli bir engeli daha aştı ve ilk yarıyı namağlup bitirme hedefini düşünmeye başladı.

Yedi oyuncunun çift haneli skorlara ulaştığı karşılaşmada Telekom, Selçuk Üniversitesi'ni devirdi. Ankara ekibinde Jagla ve Alston dahil tüm oyuncuların başarıyla katıldığı yüksek tempolu basketbol, saha içi yönetim performanslarına endeksleniyor ve oyun kurucularını başarının kilidi haline getiriyor.

Birkaç gün önce Efes karşısında etkili olamayıp BEKO Ligi'ndeki namağlup unvanını yitiren Fenerbahçe Ülker, sıkıntılı olduğu Euroleague platformunda Zalgiris karşısındaydı. Efes maçında saha içi organizasyonunu bir türlü başaramayan Solomon yardımcı guard mevkine çekilmiş ve oyun kurucu pozisyonu, üçüncü periyoddaki geri dönüş hamlesinin mimarı Mrsiç'e bırakılmıştı.

F.Bahçe'nin Efes'e yenilmesiyle tek namağlup takım olarak zirvenin keyfini sürmeye başlayan Telekom'un aynı zamanda BEKO Ligi'nin en az sayı yiyen takımı (6 maçta 388 sayı) olması, başarı yolunda savunmanın önemine bir kere daha işaret ediyor. Alpella karşısında rahat bir oyunla istedikleri galibiyeti alırlarken 46-30'luk ribaunt üstünlükleri iki takım arasındaki kapasite farkını gösteriyordu.

Ülker F.Bahçe, Efes'i zor döneminde yakalamıştı aslında. Yabancı oyuncularından Granger ve Jenkins tribündeydi.

Haftanın en önemli karşılaşması namağlup Telekom'un Efes sınavıydı. Telekom'un suratli oyunu Efes'in süratli oynamaya müsait kadrosuyla karşı karşıya gelince yüksek bir tempo yakalanabilirdi.

Haftanın en önemli sonucu iyi bir dönem geçirmeyen Cola Turka Beşiktaş'ın Efes'i Akatlar'da devirmesiydi.

Karşılaşma öncesinde Beşiktaş Cola Turka cephesinde işler iyi değildi. Pivotları Ostojic sınırlı katkı yaparken, pota altına aldıkları yabancıları Sales iyi çıkmamıştı.

Prokom'un kadrosu atletik kapasite ve basketbol yeteneği açısından Efes ile baş edebilecek kapasitede değildi. Ancak eksik kapasitelerinin bilincindeydiler. Basit ve yavaş bir basketbol oynadılar inatla. Akıllıca oynayarak tempoyu baş edebilecekleri bir seviyede tutup Efes'i kendilerine uydurdular.

BEKO Basketbol Liginde üçüncü haftanın da oynanmasıyla birlikte takımların çizgileri belirginleşmeye başladı. Efes Pilsen, Türk Telekom, Galatasaray Cafe Crown ve Fenerbahçe Ülker aldıkları 3'er galibiyet ile ilk 4 sırayı oluştururken Tofaş, Mersin Büyükşehir Belediye ve Tekelspor henüz galibiyet ile tanışamadı.

BEKO Basketbol Ligi'nde ikinci hafta maçları da oynandı ve Ülker F.Bahçe neredeyse limitsiz skor potansiyeli üzerinde yoluna devam etti. Galibiyet ve mağlubiyetlerle takımlar yavaş yavaş sıralamadaki yerlerini bulurken orta vadede daha da netleşecek performans çizgileri için en önemli faktörün savunma olacağı görüldü.

İki takımın kısa süre önce Tadım Türkiye Kupası'nda oynadığı maçın farklı sonucu bu maç için tayin edici değildi elbette ancak yine de F.Bahçe Ülker'i favori kılıyordu. Daha da önemlisi iki takımın birbirlerine karşı güçlü ve zayıf noktalarını yansıtıyordu.

Kaynaklarını geliştirmeye çalışan kulüplerimizi için BEKO Basketbol Ligi müjdesi tam zamanında geldi.

Tofaş'ın bir gün önceki sürpriz F.Bahçe galibiyeti Konya grubunda ortalığı karıştırmıştı. Öyle ki; Tadım Türkiye Kupası'nda gruptan çıkıp yola devam etmenin kağıt üzerindeki iki favorisini karşı karşıya getiren F.Bahçe-Beşiktaş karşılaşması, ikisinden birinin kupaya veda edip elenebileceği bir konuma gelmişti. Hem Cola Turka Beşiktaş, hem de Ülker F.Bahçe için zor bir mücadeleydi.

12 Dev Adam'ın Dünya Şampiyonası'ndaki başarısından sonra bayan millilerimiz de rakiplerini arka arkaya devirerek 2007 Avrupa Şampiyonası'na katılmaya hak kazandılar.

Süratli ve iyi sıçrayan oyunculardan kurulu Fransız takımı, NBA yıldızları Parker'ın sakatlanması sonrasında takımdaki rolleri daha iyi oturtmuşlar ve kenetlenmişlerdi. Çabuk geri koşmak, onları hücum ribauntlarından uzak tutmak ve tercih yapmak gerektiğinde uzak şutlara yönlendirmek maçla ilgili önemli noktalardı.

Litvanya karşısında oyuna çok iyi bir başlangıç yaptık. Savunmamız onların skorerlerini durdururken, hücumda atışlarımız potayı buldu ve kısa sürede üstünlük sağladık (14-4). Bu dakikalarda işimiz hiç de zor görünmüyordu.

Arjantin iki yıl öncesinin Olimpiyat Şampiyonu ve bu Dünya Şampiyonası'nın da önde gelen favorilerinden biriydi. Basketbol kapasitelerinin yüksekliği bir yana çok süratli ve güçlüydüler. Böyle bir rakibi yenme hesapları yaparak maça çıkmak ülkemiz basketbolu için hakikaten gurur vericiydi.