Emir Turam

A Milli Takımımız sonunda sezonu açtı. Geçen yılın parlak sonuçları neticesinde heyecanla beklenen ilk çalışma, davet edilen bütün oyuncuların katılımıyla gerçekleşti ve son derece iyi geçti. Koçumuz Tanjevic'in, "Geçen seneden daha iyi bir takım olacağız" saptaması göğsümüzü kabartırken, sonuca yönelik iddiamızla birlikte 'takım olmanın' önemine de işaret ediyordu. Her biri dünya çapında birer yetenek olan oyuncularımızın uyum içerisinde yaptıkları adaptasyon ve kondisyon çalışmalarındaki özverileri başlangıç için çok iyiydi. Özveri ve dayanışmanın üst düzeyde sürdürülmesi önümüzdeki iki aylık dönemde öncelikli amacımız olacak.

Efes'in seri boyunca Nicholas'tan başka dış skorer çıkaramaması yetersiz saha içi organizasyonuna eklenince arka arkaya maç kaybetmelerine neden olan ciddi bir skor sıkıntısı oluşturmuştu. Bu durumda çıkış yolu Efes uzunlarının skor eksikliğini kapatmaları ya da takım halinde çok iyi savunma yapıp Fenerbahçe Ülker'i düşük skorlarda tutmalarıydı.

Fenerbahçe Ülker ilk iki maçı fazla zorlanmadan kazanmanın getirdiği bir rahatlık içindeydi başlangıçta. Asist'in basketboldaki önemini unutmuş görünüyorlardı; ilk 9 dakikayı faul dahi yapmadan oynadılar. Efes bu ortamda dikkatli hücum ederek ilk dakikalarda oyuna hakim gibi göründü. Serideki ümitlerini sürdürebilmek için bu maçı mutlaka kazanmaları gerekiyordu. Arka arkaya maç oynamanın öğütücü temposuna rağmen bu durum onları ilk dakikalarda diri tutuyordu. (14-6)

Play-off sisteminde arka arkaya maç oynanması seriden galip çıkacak tarafın istikrarlı bir üstünlük sağlamasını gerektiriyor ve münferit sürprizlerin önemini azaltıyor. İlk maçı iki takımdan herhangi biri kazanabilirdi, ancak Fenerbahçe'nin yakaladığı 30 sayılık fark herkes için bir sürprizdi. Yine de - Aydın Örs'ün de kabul ettiği gibi - iki takım arasındaki güç farkı ilk maçın skoru kadar fazla değildi ve iki takımın da önünde uzunca bir yol vardı şampiyonluk için.

BEKO Basketbol 1.Ligi'nin en güçlüleri olduklarını finale kalarak ispatlamış iki güzide ekibimizden herhangi birinin 4 galibiyet alana kadar devam edecek zorlu serinin ilk maçıydı. İlk dakikalarda daha düzenli oynayan -ve özellikle de hücumda daha sabırlı olup topsuz oyunu rakibinden daha iyi oynayan- Efes ağır basıyordu.

Sezonun ikinci yarısında uzun bir süre kendi aralarında 4.lük ve 5.lik için çekişen iki takımdan Cola Turka Beşiktaş'ın sakatlıklar ve maddi sorunlardan eksik kadrosu kağıt üzerindeki ibreyi CafÈ Crown Galatasaray'dan yana çevirmişti.

16 takımlı BEKO Basketbol Lig'inden kimin düşeceği tam 29 hafta boyunca belirlenemeyince her şey son maça(lara) kaldı. Yaklaşık 7 aylık süreye yayılan koskoca bir sezonun bütün emeğinin ve özverisinin dönüp dolaşıp bir tek maça odaklanmasının trajik bir boyutu vardı ister istemez.

BEKO Basketbol Ligi'nin son haftası daha oynanmadan zirvenin sahibi belli oldu: Fenerbahçe Ülker. Tekel ile birlikte küme düşecek takım ise son haftanın bitiminde belli olacak.

BEKO Basketbol Liginde play-off'a iki hafta kala atılan her sayı değerli hale geldi adeta; Fenerbahçe Ülker ele geçirdiği liderlik koltuğunu korumanın hesaplarını yaparken Telekom koltuğu geri almayı kovalıyor, Efes ise aynı hedef yolunda rakiplerinin maç kaybetmesini bekliyor. Öte yandan Beykoz, Tofaş ve Oyak Renault üçlüsünden birinin küme düşmesiyle sonuçlanacak müthiş mücadele ancak son haftada sonuçlanacak gibi görünüyor.

BEKO Basketbol Ligi'nde Telekom'un Banvit'e mağlubiyeti ile liderlik koltuğunu ele geçiren F.Bahçe Ülker sabırlı takibinin sonucunu alırken, iki güçlü ekip son hafta karşı karşıya gelerek kozlarını paylaşacaklar. Ligin play-off safhası yaklaştıkça ilk sekiz treninde biletini garantileyen ekipler kiminle rakip olacaklarının hesabını yapmaya başladılar. Son anda trene binmeye çalışanlar hala var ve bütün güçleriyle kalan maçlarını kazanmaya çalışıyorlar. Onlarla birlikte Tekel'in yanında düşen ikinci takım olmamaya çalışanlar çok farklı iki platformda büyük bir mücadele sergiliyorlar.

Türk Telekom, deplasmanda oynamasına ve rakibinin şiddetle galibiyete ihtiyacı olmasına rağmen rahat bir oyunla Beykoz'u yendi. Jagla kendisini açık sahada kovalayacak oyunculara sahip olmayan takımlara yaptığı gibi yine 23 sayı üretti, ancak sahanın en uzunu olarak 27 dakikada aldığı toplam 3 hava topu performansını tartışmaya açık hale getiriyor bize göre...

G.Saray Cafe Crown, ilk periyotta hücum ribauntlarından elde ettiği ikinci atışlarla işi bir ölçüde idare etse de, Semih ve Basden'in başını çektiği F.Bahçe Ülker savunmasını aşıp sağlam bir hücum düzeni oluşturamadı aslında. İki takımın performansı arasındaki ciddi fark, başa baş geçiyormuş gibi görünen ilk 10 dakikanın sonunda birden bire tabelaya yansıyı verdi: 16-30.

Bologna'dan Ankara'da 95 sayı yediği için Avrupa Kupası'na veda eden Telekom, Beşiktaş Cola Turka'yı üçüncü periyoddaki etkili oyunuyla yendi. Tutku'nun 20 sayısını (5/7 üçlük) Reese'in 26 sayısıyla dengeleyen Beşiktaş, Ankara ekibinin 23 asistine karşılık veremeyince özellikle ilk yarısında iyi oynadığı karşılaşmadan istediğini alamadı.

FIBA Avrupa Kupası'nda Bologna ile kapışan Telekom, ligde de zorlu bir mücadeleden sonra Selçuk Üniversitesi'ni deplasmanda devirdi. İlk periyodda 29 sayı üreten ve rakibini 12'de tutan Telekom işi baştan çözmüş gibi görünse de ikinci periyodda 27 sayı yiyince sahadaki dengeler birden eşitlendi ve mücadele maçın sonuna kadar sürdü.

Ligin zirvesini yakından ilgilendiren bir haftaydı. Geçen hafta Telekom'u yenerek zirveye yerleşen Efes Pilsen'in saltanatı kısa sürdü; F.Bahçe Ülker'e yenilerek koltuğu iade ettiler. Bir puan geriye düşmüş olsalar da hiçbir şekilde yarıştan kopmuş değiller; üç güzide takımımız arasındaki güçlü kapışma içerisinde her üçü de normal sezonu ilk sırada bitirme şansını sürdürüyor.

Her iki takım için de önem taşıyan bir maçtı. Avrupa'dan elendikten sonra bütün konsantrasyonuyla BEKO Basketbol Ligi'ne dönen Fenerbahçe Ülker, zirveye yönelik hamle tazelemek için maçı mutlaka kazanmak istiyordu. Kambala'yı kaybetmeleriyle de fazla zarara uğradıkları söylenemezdi; kadroları öylesine derindi ki; Semih ve Oğuz gibi yetenekli gençler pota altı performansını rahatlıkla yükleniyorlardı.

Cafe Crown G.Saray için Fitch'in, Cola Turka Beşiktaş için de Thomas'ın olmaması her iki takımda skor kapasitesi kaybına neden olabilirdi, ancak iki ekibin de çok sayıda kaliteli oyuncusu vardı ve bu eksiklikten etkilenmeyen, hatta yerinde uygulama değişiklikleriyle dezavantajı avantaja çevirebilen taraf hedefe daha kolay ulaşacaktı.

Prokom Trefl takımı maçın başlamasıyla birlikte temkinli olmaya gerek görmeden Efes'in üzerine gitti. Bizden çekinmediklerini göstermek istiyorlardı. Efes de alışılagelmişe kıyasla daha çabuk atış kullanıyordu. Bu atışların bir kısmı acele olmakla birlikte, önemli bir bölümü oldukça kolay atışlardı ama düşük bir yüzdeyle oynadık. Savunma cephesinde oyuncularımız hücuma kıyasla daha gayretli olmakla birlikte, silahları kısıtlı Polonya ekibine karşı yeterince etkili değillerdi. Cenk savunmada oldukça gayretliydi ancak epeydir pek dakika alamamaktan dolayı hücumda tedirgin ve tutuktu.

BEKO Basketbol Ligi'nin tepsinde birdenbire kozlar eşitlendi ve 18'er galibiyetli üç takım arasında Efes Pilsen averajla liderliğe kuruldu. Avrupa Kupası'nda kritik maçlar oynayan Telekom, zor bir takvim dönemi yaşıyor belki, ancak aynı zorluklar Efes için de söz konusu. Avrupa'ya veda eden F.Bahçe ise bütün enerjisini lige vererek rakiplerini izliyor ve zirveye yönelik hamle tazelemeye hazırlanıyor.

BEKO Basketbol Ligi'nde takımların kadroları arasında kapasite farklılıkları bulunmakla birlikte her takımın kendine göre hedefleri var ve kimse kimseye kolay boyun eğmiyor.