Kimse kolay boyun eğmiyor

A -
A +

BEKO Basketbol Ligi'nde takımların kadroları arasında kapasite farklılıkları bulunmakla birlikte her takımın kendine göre hedefleri var ve kimse kimseye kolay boyun eğmiyor. Çalıştırıcıların isabetli analizleri ve etkin hazırlıkları sonucunda sahaya çıkan takımların dirençli mücadeleleri, kulüpler arasında birkaç misline ulaşabilen bütçe farklılıklarını bir ölçüde kapatabiliyor ve ortaya heyecanla izlenen çekişmeli karşılaşmalar çıkıyor. Fitch'in ilk yarıda yağmur gibi sayı attığı dönem tribünleri dolduran G.Saray taraftarlarını memnun etse de 46 sayı yiyince bunların hepsi bir anlamda boşa gitti ve Telekom tabelada üstünlük sağladı. G.Saray için çıkış yolu pota altındaki uzunlarını devreye sokmak ve savaşmaktan geçiyor, skorer kısalarıyla dış şut gösterisinden değil. Toplam 30 asistle takım oyunundan örnekler sunan Telekom karşısında bunu bir kere daha gördüler. Geri düştükten sonra Telekom'la üçlük yarışına girmeleri beklenilen sonucu vermedi, çünkü sarı-kırmızılılar Fitch ile birçok hücumu harcarken Telekom 2.13'lük Jagla ile G.Saray'ın skorer guardlarından daha iyi üçlük atıyordu. Bu dönemde oyun tamamen çözüldü ve fark 17 sayıya çıktı. Ne zaman ki Fitch kenara alındı ve 'savaşçı' bir düzene dönüldü, Tufan'ın başını çektiği bir geri dönüşle oyuna tekrar ortak oldular. Telekom'u son periyodda oldukça zorlayan savaşçı kimliklerini maçın bütününe yaysalar sonuca yönelik daha fazla söz sahibi olabilirlerdi. İki haftadır iyi oynamamasına rağmen son anda da olsa rakibinden sıyrılmayı başaran Efes 'kazanmayı bilme' dersi veriyor. Efes karşısında ikinci yarının büyük bölümünü önde götüren Beşiktaş maçın sonuna gelindiğinde kazanmaya çok yakındı, çünkü iki sayı öndeydiler ve Barış'la iki de faul atışı kullanıyorlardı. Galibiyeti çantada keklik gören siyah-beyazlı oyuncular ribaunt için dizilmediler bile... Barış iki atışı da kaçırınca Efes topu alıp hızla hücum sahasına geçirdi ve maç boyunca hiçbir atışı isabet ettirememiş (0/8) Jenkins'in son saniye üçlüğüyle iki puanı alıverdi. Kendisinden kat kat yüksek bütçeli ekiplere mücadeleci basketboluyla kafa tutarak - ve bazılarını da yenerek - kısıtlı imkanlarla neler yapılabileceğinin etkili örneklerini sergileyen Darüşşafaka, F.Bahçe Ülker'le de dişe diş mücadele etti ve onları ilk yarıda 26, maçın tümünde 69 sayıda tuttu. İlk üç periyodda üstünlük sağlayamayan F.Bahçe, isabetli üçlüklerin yanında birkaç kritik hücum ribaunduyla son periyodda kısıtlı kadrosunun sınırlarını hissetmeye başlayan rakibine karşı galibiyete ulaştı. Mrsiç, Mirsad ve Ömer galibiyeti getiren oyuncular oldular. Banvit'in geçen yılki başarılı kadrosunun etkili oyuncularının bir kısmı gönderildi, bazıları kenarda oturuyor ve yerlerinde yeni isimler oynuyor, ancak Banvit geçmişte olduğu gibi hücumda paylaşımcı değil ve belki de en önemlisi yeterince dirençli savunma yapmıyorlar. Radoseviç'in 28 sayısına rağmen Perry durunca 69 sayıda kaldılar ve maçın büyük bölümünü önde götüren Selçuk Üniversitesi'nin evine iki puanla dönmesine engel olamadılar. Mersin Belediyesi, Karşıyaka'yı yenerek kendi evinde arka arkaya 5. galibiyetini aldı ve sıralamada 7.liğe yükseldi. İlk 20 dakikada 29 ribaunt alan Oyak Renault, Mesut Ademoğlu'nun eksikliğini hisseden (aynı sürede 12 hava topu alan) Tekel'i farklı yendi ve biraz nefes aldı. Tekelspor düşme hattından kurtulmak için getirdiği yabancılarından toplam 48 sayıyla bu maçta istediği performansı aldı sayılır; amaca ulaşmak için onların çevresine biraz direnç, biraz savunma ve daha bilinçli bir takım oyunu inşa etmeleri gerekiyor. Kolejliler, Ankara'da Alpella'yı yenerken, alt sıraları yakından ilgilendiren bir diğer karşılaşmada Tofaş, Beykoz'u yenerek ilk yarıdaki mağlubiyetin rövanşını aldı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.