Ekonomist değiliz, ancak batıda hisse senedi yatırımı yapmak isteyenlerin ilk inceledikleri kriterlerden biri iken ülkemiz şartlarının spekülatif trendleri içerisinde ikinci plana atılabilen bir kriterin önemini yine de biliyoruz: Fiyat Kazanç Oranı. Bu kriterin basketbola uygulanmasının (tek maçlık sonuçlar için değil, en azından birkaç aylık süreçler için) çoğunlukla çarpıcı sonuçlar doğurduğunu ve bu sefer hisse senedinin değil, yönetimin başarısını belirlediğini düşünüyoruz. Bu kriter iki taraflı işleyebiliyor, istediği sonucu alamayan büyük bütçeli takımlar medyanın daha fazla ilgisini çekerken, boyundan büyük işler başaran küçük bütçeli takımlar genelde gölgede kalabiliyor. Ülkerspor sezon öncesinde parlak bir kadro kurmuş, bunun için de yüksek meblağlar ödemişti. Maçları sonuç itibarıyla kazanmalarına rağmen yaptıkları yatırımın karşılığını performans olarak alamıyorlardı ve bu durum tehlike çanlarını uzun süredir çaldırmaktaydı. Hafta içinde Barcelona'ya karşı inanılmaz etkisiz oyunlarının ve gelen farklı mağlubiyetin arkasından ligde herkesin yendiği Tofaş'a yenilmeleri ile bir şeylerin işlemediği iyice açığa çıktı. Tofaş'ı yürekli mücadeleleri için tebrik ediyoruz. Tolga Öngören gibi iyi bir coachu değiştiren ve Ataman gibi bir başka iyi coacha rağmen durumu düzeltemeyen Ülker'in artık asıl soruna neşter atacağını ve önümüzdeki günlerde takımda muhtemel bir operasyonun beklenmesi gerektiğini düşünüyoruz ve bu güzide takımımızın içinde bulunduğu krizi bir an önce atlatıp ligde ve Avrupa'da yeni başarılara yelken açmasını diliyoruz. Zirveyi kasıp kavururken arka arkaya iki mağlubiyet aldıktan sonra G.Saray'ı farklı yenen Tuborg, saha içi organizasyon sorunlarını aşmış göründü. Sezon başında hücum silahı olmadığı için eleştirilen Whisby 19 sayısıyla eleştirilere güzel bir cevap verdi. Bazılarının çekişmeli geçmesini beklediği Efes - Karşıyaka maçı, bir süredir eleştirilen Langdon'un hücumda ve savunmadaki patlaması ile farklı bitti. Efes oyuna her anlamda ağırlığını koyarken ëKaf Kafí taraftarlarını hayal kırıklığına uğrattı. Ligin mütevazi ekibi Büyük Kolej zirveye gözünü diken Beşiktaş karşısında özellikle Marsh'ın etkili oyunuyla çok iyi mücadele etmesine rağmen sonunda rakibinin skor gücüne boyun eğdi. Mike Jones (32 sayı, 5/9 üçlük) ile iyi bir skorer yakalayan F.Bahçe, Darüşşafaka karşısında 15 sayı fark bulduktan sonra taraftarlarını hayrete düşüren bir beceriksizlikle maçı rakibine hediye etti. Darüşşafaka'nın savunma mücadelesini küçümsemiyoruz, ancak maçın sonucunu F.Bahçe'nin çizdiğini düşünüyoruz. Orta sıraları yakından ilgilendiren karşılaşmada Tekel zor da olsa Oyak Renault'u devirip bir nefes alırken, farkı bir ara 18 sayıya kadar çıkaran Türk Telekom, Harun'un klasına ve Aras İTÜ'ye teslim oldu. ëTeknik'in maçları hakikaten çok güzel oluyor, bütün basketbolseverlere tavsiye ediyoruz.