Müşkülpesent Torrent!

TDK, (Türk Dil Kurumu) başlıktaki kelimeyi "Bir işi yapmamak için türlü bahaneler uyduran" sözleriyle açıklıyor. Bu ifade, Galatasaray'ın İspanyol teknik direktörü için nasıl da cuk oturuyor değil mi? Evet, sezon başında kadro mühendisliğini beceremeyen Fatih Terim'di. Torrent de ciddi bir enkaz devraldı. Ancak, İspanyol teknik adamın 8 maçtır bahane uydurmaktan başka bir şey yaptığını gören var mı cidden?

O penaltılar da olmasa...

Torrent'e şu soruyu sormayı çok isterdim. "Bir kulübün başkanısınız ve durumu düzeltsin diye takımın başına getirdiğiniz teknik adam, son 7 maçın hepsinde geriye düşmüş ve 8 maçta 17 gol yemiş. Sadece iki maç kazanmış ama o galibiyetler de lehine verilen çifter penaltılarla olmuş. Yaptığı dokunuşların hiçbiri işe yaramamış. Takım, pozitif yönde en ufak bir hareket bile göstermemiş. Siz, bu teknik adamla hâlâ yola devam eder miydiniz?"

Bitik bir Aslan!

Konya'da dün akşam sadece psikolojik değil, fizik olarak da "bitik" bir Galatasaray izledik. Hele "Neden oynatılmıyor" diye manşetlere çıkarılan Pulgar'ı izlerken hayretler içinde kaldım. Yani Şilili oyuncunun takıma alışabilmesi için değil birkaç hafta, iki sezon geçse bile bir şey değişeceğini sanmam. Skubic ve Amilton'u karşılamaya uğraşmaktan Van Aanholt ve Kerem orta sahayı geçemedi. Gomis dışında sahada ne yaptığını bilen ve de gayretli tek bir Galatasaraylı yoktu. Puan durumu kandırmasın, aslında dibe vurmuş bir Galatasaray var. Umarım, Barcelona karşısında tarihî bir hezimet yaşanmaz.

MAÇIN ADAMI: Rahmanovic