Cambaz hangi ipin üstüne çıkacak?

A -
A +

Ertuğrul Özkök, Hürriyet'ten ayrıldı.

Köşesinin olduğu sayfayı 10 Kasım kupürleriyle doldurmuşlardı.

Taziye ilanı gibi! Dedikodusu tez yayıldı.

Deniliyor ki; Aydın Doğan medyaya yeniden dönmeyi planlıyormuş. Bu çerçevede toplantılar yapıyormuş. Özkök'ün bu toplantılara katılanlar arasında olduğu duyulunca, patronu kapıyı göstermiş...

Ve 6 milyon lira tazminat alacakmış.

Doğrudur, yanlıştır bilemem.

Hürriyet el değiştirince ne deve dişi gibi isimler gitti.

"Aman ne güzel röportajlar yapardı, ne faydalı yazılar kaleme alırdı" diyen yok.

Burunlarından kıl aldırmayanların esameleri okunmuyor şimdi.

Gazetecilik böyle 'nankör' bir meslek işte.

Gün gelir Özkökler de unutulur. Zaten, sıkletten düşmüş kafayı arıların çiftleşmesine, yaban ördeklerinin tecavüzcülüğüne filan vermişti...

Hürriyet'ten kopuşu, kendi mahallesinde büyük hadise oldu.

Ben tam tersini bekliyordum oysa.

Ama onun gidişi için 'bir devrin sonu' diyebiliriz.

Çünkü hatalarıyla, günahlarıyla, yazılarıyla, manşetleriyle, basının ve Türk siyasi hayatının en az çeyrek yüzyılına damga vurdu.

Biz daha çok 28 Şubat döneminde attığı çanak manşetleriyle hatırlarız, o başka.

Fakat o dönemlere dair özür dileyen, pişmanlık duyduğunu ifade eden tek kişi Ertuğrul Özkök oldu.

Geçen yıl verdiği bir röportajda enteresan şeyler söylemişti.

"Geriye baktığında 20 yıl boyunca ne oldu deseler ‘İyi eğlendim’ derim. Diyebilirsin ki o eğlence bazılarının hayatına çok pahalıya patladı. Doğru, patladı. Ama Türkiye'deki patlamanın tek sorumlusu ben miyim yani? Bu ülkede benden başka gazetecilik mazisiyle ilgili özür dileyen bir tek insana rastlamadım. Manşet suçları yarıştırmaya başlarsak bir tane gazeteci kalmaz" demişti.

Geçmişte "Ben gazetecilik yapmıyorum aslında. Ben cambazım cambaz. Benim hayatımın ancak yüzde 20’si gazetecilikle, yüzde 80’i cambazlıkla geçer" diyerek durumunu tarif etmiş; o röportajında da bu görüşünü "Emin Çölaşan gibi egosu tavan yapmış kendini dünyanın tepesinde gören bir adamı yönetmek için cambaz olmak gerekmez mi?" diye temellendirmişti.

Sanırım 2023'e doğru giderken medya acayip hareketli olacak.

Bakalım cambaz bu sefer hangi ipin üstünde çıkacak...

 

 

Bu kadar Türk!

 

Yassıada'da çok önemli bir zirve gerçekleşti.

Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi adını "Türk Devletleri Teşkilatı" olarak değiştirdi.

Uzun yıllar konuşulan ama eyleme geçilmeyen bir meseleydi.

Yedi Türk devlet başkanı 121 maddelik belgeyi imzalayarak Türk birliğine giden yolda en büyük adımı attı.

Ne var ki Türklüğü, milliyetçiliği kimselere bırakmayan kimi yayın organlarının gündeminde bu kritik toplantı yoktu.

İstanbul'da tarih yazılırken onlar yalan yanlış bilgilerle Anadolu'da bir kaymakamı linç etmekle meşguldü!

 

 

Tarihe not düşen manşetler

 

Anayasamız, süreli yayınlarda kişilerin haysiyet ve şereflerini hedef alan gerçeğe aykırı haberlere karşı "cevap ve düzeltme hakkı" tanımıştır. Yani cevap ve düzeltme yayınlatmak, anayasal bir haktır.

Aleyhinde yalan haber yazıldığını düşünenler ilgili basın kuruluşuna ihtarname göndererek tekzip yayınlatabilir. Kurumlar yayınlamamakta diretebilir. Bu durumda iş yargıya intikal eder. Eğer hâkim "cevap ve düzeltme yayınlansın" derse, süreli yayın organı tekzibi paşa paşa yayınlar. Kanunlarımıza göre gazete, tekzip metnini haberin yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak mecburiyetindedir.

Ancak bu iş, şimdiye kadar 'savuşturmak' mahiyetinde yapılırdı.

Cumhuriyet gazetesi çıtayı bir hayli yükseltti. Ceza yeme korkusuyla kanunlara harfiyen uyuyorlar.

Kaç seferdir, gazetenin tepesinde mertek gibi "cevap ve düzeltme" yazısıyla çıkıyorlar. Sadece üç ayda 4 cevap ve düzeltme manşeti yayınladılar. Görülür şey değil.

Yalan ve haysiyet cellatlığının karşılığı; işte tarihe düşen bu manşetler olsa gerek.

 

 

Ciddiyete davet ediyorum

 

Gece gündüz oynayanların, oynatanların kanalı Flash TV yeniden açıldı.

O eski günlerin üzerine sünger çekmiş, yayıncılıkta temiz bir sayfa açmış gibi görünüyordu. Ama ciddiyet alışmamış bünyede durmuyor ki...

Kanal "Al Sana Haber" komedi programıyla konuşuluyor bu ara...

Ama biliyor musunuz? Bunca zevzekliğe, çıkıntılığa, abuk sabukluğa rağmen o program bile;

CHP liderinin "Helalleşme yolculuğuna çıkma kararı aldım" açıklamasından daha ciddi.

Kimi trollerden, kimi yorumculardan, kimi ekonomistlerden daha gerçekçi.

Zira en azından onların şov olduğunu biliyorsunuz.

 

 

Sanatçılara teşekkür

 

Camilerde normal saf düzenine geçildi. Hele şükür!

Yaz boyunca meydanları hıncahınç doldurma cesaretini göstererek "Konserlerde mesafe yok, camide niye var" itirazında bulunmamızı sağlayan bilumum şarkıcılara ve sanatçılara teşekkür ederiz!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.