-Şu yaşıma kadar tek bir şey öğrendim; her yaşın ayrı bir ‘saflığı’ var…
-G vitamini eksikliği var bizde, gezmek…
-Biz de tatlı dilliydik, her köşeden bir yılan çıkınca vazgeçtik…
-“Benim prensesliğim kafam atıncaya kadar” diyenler, birleşelim…
-Yapı olarak eleştiriye açığım, kapalı olduğum şey eleştirinin içindeki fesatlık.
-‘Saçmalıyorsun!’ demenin en kibar yolu; “öyle diyorsan öyledir, ne diyelim?”
-Otobüste yanına oturan amcanın yirmi liralık hacı yağı, senin 1.000 liralık bir parfümünü bastırır ya işte iman gücünün kanıtı…
-‘Bana kimse zorla bir şey yaptıramaz yaparsam da böğğk gibi yaparım’cılar dernek kursun…
-Gezince kendini iyi hissedip evde otururken her yeri ağrıyanlar, size de selam.
-Çok az keyfimiz kaldı, onu da idareli harcayalım lütfen…
-Herkesin “yeter be, senle mi uğraşıcam?!” noktası vardır, saygılar…
-Kin tutmak küçük insanların işi, biz görmezden gelelim..
-Kendimi alnımdan öpüp iyi dayandım demek istiyorum.
-Kuduranlar oldu, çekemeyenler oldu ağlayanlar oldu; dedim olabiliir…
-Hiç kimseyle yarışmaya gerek duymayacak kadar kendinin farkında olan insanların öz güveninin güzelliği hiçbir şeyde yok…
-“Konuma gerek yok, ‘boşluktayım’cılar, size de selam.
-‘Çok değişmedim, tam da hak ettiğiniz gibi biri oldum’ demek isteyenler el kaldırsın…
-“Nerelisin?” dedi, ‘Isparta’ dedim, “hiç öyle durmuyorsun” dedi. Kardeş nasıl Ispartalı durulur; gül sepeti mi asayım boynuma, Isparta halısına binip uçayım mı?
-Özür beklediğim insandan yeni hatalar kombosu…
-Son zamanların favori etkinliği; ‘battı balık yan gider’ harcaması…
-Hastanede sıra bekliyoruz, 90 yaşında bir amca geldi 'Önce ben giricem!' diye bağırıyor. Teyzenin biri de diyor 'Mezar değil burası, yanlış gelmişsin!..
-Bir takım dağılmalar, kırılmalar. Paramparça olmalar yaşandı ama soran olursa “Süperiz!”
-Bazıları iyi ki var, bazıları yok…
-“Yaşıyorsun bu hayatııı….” cümlesindeki özne olmak istiyoruz artık…
-Görgüsüzden hamur alacağına eğil de yerden çamur al, net!
Ninem diyor ki: Tavuk deşindiğiyinen, deli düşündüğüyünen.