Soylu davranış…

A -
A +
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun önceki akşam ortaya koyduğu tavır, şu gerçeği bir kere daha teyit etti; Siyasetçi olmak ile devlet adamı olmak ayrı şeylerdir… Sayın Soylu birinci sınıf kumaştan devlet adamıdır!..
 
 
Gazetemizin dünkü manşeti, yaşanan önemli gelişmeleri “SOYLU DURUŞ” şeklinde özetliyordu… Bu iki kelimeden müteşekkil geniş ifadede, esasen hem İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun verdiği istifa kararı hem de bu kararın duyulması sonrasında, milletimizin ve Sayın Cumhurbaşkanı'nın sergilediği asil tavır da aksettiriliyordu. Olayın ilk sıcak dakikalarında, istifa kararı ile ilgili TGRT Haber kanalına telefonla katılarak; yaptığım kısa değerlendirmede, Sayın Soylu'nun çekirdekten yetişme çok tecrübeli bir siyaset ve devlet adamı olduğuna dikkat çektim. Görev ve sorumluluk bilincine dair hassasiyetine işaret ederek, bu noktada ne denli dikkatli olduğunu vurgulayarak, istifanın tek taraflı bir karar, ama Sayın Cumhurbaşkanı'nın da bunu kabul edip etmeme hususunda takdir sahibi olduğunu hatırlattım. Nitekim geçen iki saatlik zaman zarfında, olayın seyri yaptığımız bu kısa özet çerçevesinde oldu. Türk halkı çok hızlı ve bilinçli bir reaksiyonla, bilhassa terörle mücadele konusundaki dirayet ve başarısından dolayı takdir ettiği İçişleri Bakanı'na güçlü biçimde sahip çıktı. Bu son derece dikkat çekici bir toplumsal tavırdı… Bu reaksiyonun ilgili merci ve makamlarda mutlaka bir makes bulacağı kesin gibi görünüyordu. Ve netice de öyle oldu. Sayın Cumhurbaşkanı, vaki istifayı kabul etmedi; içişleri bakanımızın vazifesine devam etmesi noktasında takdirlerini izhar ederek, ülkenin çok önemli bir idari makamında istikrar ve devamlılığı temin etti.
Bu noktadan sonra, istifanın sebepleri ve bu sebeplerin kaynaklandığı diğer hususlar, ne olursa olsun artık mazi hükmündedir. Bundan sonra geriye değil, ileriye bakmalıyız. Şüphesiz siyaset çevrelerinde ve toplumun diğer ilgili kesimlerinde, mesele bir müddet tartışılmaya devam edecektir… Bu son derece tabii bir şeydir. Aynı zamanda siyasi sistemin mahiyeti itibarıyla çok sağlıklı bir durumdur. Aksi hâlde demokrasinin işleyişinde handikaplar olduğu yolunda şüpheler doğar. Siyaset erbabı, medya ve diğer ilgili adreslerde, isteyen istediği açıdan bu konuyu yorumlayabilir… Önemli olan yorum ve değerlendirmelerin objektif ve gerçekçi olmasıdır. Fakat ne yazık ki, bu minvalde pek de sağlıklı bir ortamdan bahsedemeyeceğiz! Zira istifa kararının hemen ardından kimi siyasetçilerin sosyal medyada çalakalem yazdığı şeyler utanç verici idi. Bölücü terör örgütü ile FETÖ mensuplarının ve yandaşlarının küfür ve hakaretlerini zaten hiç kale almamak lazım. Lakin siyasi muhalefet hesabına, entelektüel düşünce adına ortaya dökülen seviyesizlik de, memleketin bugünü ve yarınları için maalesef alarm veriyor. Fikir diye, siyaset diye, saçma sapan şeyleri topluma sunmaya kalkışmak tek kelimeyle saygısızlık ve seviyesizliktir. İdeolojik kin ve nefretin, güya siyasi rekabet diye körü körüne muhalefetin kimseye faydası yok. Bunu hepimiz biliyoruz. Nedense birileri ısrarla bunu dayatmaya kalkışıyor. Neyse ki, kervan da yürüyor!
Süleyman Soylu'nun birinci sınıf kumaştan devlet adamı olduğu, yalnızca bakanlık görevindeki başarıları ile değil, siyasi hayatı boyunca takip ettiği çizgi ve her durumda milletin değerleriyle uyumlu istikametiyle tescillidir. Vazife ve sorumluluk bilincini her zaman siyasetin üstünde tutup, koltuğa yapışık olmadığını ispatlamıştır… Sayın Soylu'nun bu özelliği, istifasının geri çevrilmesinden sonra yaptığı kısa açıklamadan da gayet net biçimde okunabiliyor: “Sokağa çıkma yasağı ile ilgili, sorumluluğumuzun gereği aldığım karar üzerine, milletimizin ve Sayın Cumhurbaşkanı'mızın tutumu beni mahcup etmiştir. Devlet ve milletin emanetinden atılan adımlarda eksikliğimizin bu iki irade tarafından insani bir durum olarak kabul edilip onarma hakkı verilmesi sorumluluğumuzu arttırmıştır. Allah mahcup etmesin. Milletimizin hizmetinde yola devam inşallah.” Evet, bu netice hakikaten milletimizi çok memnun etti. Aksi hâlde başarılı bir devlet adamına yazık olmuş olurdu.
Burada şu ince bir meseleye de dikkat isterim. Elbette aynı vazifeyi başarıyla deruhte edecek başka isimlerin bulunmasında bir sıkıntı söz konusu değil. Ama hakkaniyet ve başarılı insanlarımızın kıymetinin bilinmesi ve korunması adına Cumhurbaşkanı'mızın vermiş olduğu karar şüphesiz çok isabetli ve değerlidir. Özetlersek, bu SOYLU DURUŞ; terör örgütlerinin, siyasi bozguncuların, devlet ve millet aleyhine karanlık faaliyetler içinde olan satılık hainlerin sevincini kursağında bırakmıştır… Bütün dünya ile birlikte, ülkemizin de içinde bulunduğu şu zor dönemde, devlet işlerinin insicam ve istikrar içinde devam etmesi en büyük temennimizdir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.