Türkiye’nin yeni enerji hamlesi...
5 Haziran 2021 02:00
Ulusal güvenlik meselesi olan enerji tedarikinde peş peşe dev adımlar… Ceyhan misali, Filyos da artık bir enerji merkezi oluyor. Yeni liman hizmete girdi, Doğalgaz İşletme Tesisinin de temeli atıldı.
Türkiye’nin enerji alanında, hâlihazırda yüzde 90’lar mertebesinde dışa bağımlı olması, ulusal güvenlik bakımından bizi en fazla düşündüren bir mesele… Zira enerji tedariki ve güvenliği, özellikle yeterli millî kaynaklara sahip olmayıp, dışa bağımlı durumdaki ülkeler için her zaman en sıkıntılı ve baş ağrıtan konudur. Dış ticaret hacmimiz içinde enerji ithalatı, daima en büyük kalem olarak yer alıyor. Dolayısıyla cari açık itibarıyla da aslan payına sahip! Türkiye bu alanda köklü bir çözüme ulaşmak için, son yıllarda kaynak çeşitlendirme çalışmalarına hız verdi. Ezcümle bir iki yıl içinde, nükleer enerji üretimi de devreye girecek. Bu arada belli ölçekte yenilenebilir (Hidroelektrik, rüzgâr, güneş vs.) enerji kaynaklarını geliştirmeye çalışırken, diğer taraftan hâlâ daha tüketimin büyük kısmını teşkil eden fosil yakıtlar için de, kaynakları keşfetme ve hızla üretime kazandırma faaliyetlerini büyük oranda güçlendirmiş bulunuyor… Türkiye bilhassa son dört yılda sismik araştırma ve sondaj gemileri olarak çok güçlü bir filo kurdu ve bu alanda dünyanın sayılı ülkeleri arasına girdi. “Alet işler el övünür…” sözü fehvasınca, gerekli vasıtalara sahip olmadan petrol ve doğalgaz araması konusunda ilerleme kaydetmek mümkün değildi. O sebeple Türkiye öncelikle ve çok doğru bir tercihle, bu alandaki gücünü takviye etti… Her biri Osmanlının ihtişam ve kudretini bizlere hatırlatan, sultanların ve amirallerin ismini taşıyan en modern teknoloji ile donatılmış gemiler Karadeniz ve Akdeniz’de hummalı faaliyet içinde…
Ondan sonrası da beklendiği gibi geliyor zaten!.. Geçen yıl toplam 405 milyar metreküplük doğalgaz rezervinin keşfi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından resmen açıklandı. Bu miktar 2020 yılında bulunan en büyük rezerv olarak kayıtlara geçmişti. Sakarya Gaz Sahasındaki bu kaynağın işletilmesi için çalışmalar derhâl başlatılmıştı. İlk etapta yılda 3,5-4 milyar metreküp, 2027-2028 yıllarına gelindiğinde ise senede ortalama 15 milyar metreküplük üretime ulaşma hedefi konulmuş durumda… Bu miktar, 2020 yılında tüketmiş olduğumuz 48,2 milyar metreküplük gazın yaklaşık üçte birine tekabül ediyor. Türkiye’nin bugün için doğalgazda yüzde 98 oranında dışa bağımlı olma durumunu dikkate aldığımızda, bu miktarın önemi daha iyi anlaşılır… Karadeniz’de Filyos Limanı tıpkı Adana Ceyhan gibi yeni bir enerji merkezi hâline geliyor. Dün, yüz elli yıldır yapımı beklenen yeni Filyos Limanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından hizmete açılırken aynı saatlerde Doğalgaz Üretim Tesisinin de temeli atıldı. Ondan birkaç saat önce, cuma namazında da Uzun Mehmet Camii’ni ibadete açtı. Ve konuşmasında, Karadeniz Ereğlisi’nden de yeni bir müjde vereceğini duyurdu. (Nitekim akşam saatlerinde o müjde geldi.) Hemen akabinde de maske fabrikasının açılış törenine katıldı. Anlayacağınız dün Zonguldak müstesna bir gün yaşadı...
Türkiye bu yeni enerji hamleleriyle, orta ve uzun vadede; dışa bağımlı olmaktan çıkıp, bizatihi tedarikçi ülke konumuna doğru ilerliyor… Gerek Karadeniz ve Akdeniz’deki hidrokarbon yataklarından üretilecek ham petrol ve doğalgazın, Zonguldak Filyos ve Adana Ceyhan’da rafine edilmesi; gerekse boru hatlarıyla Orta Doğu ve Kafkaslardan, daha ileride Orta Asya memleketlerinden de buralara ulaştırılacak yüksek miktardaki ürünlerin tüketici pazarlara sunulması, Türkiye’nin enerji sahasındaki konumunu köklü biçimde değiştirecektir. Daha açıkçası, enerji koridoru bir ülkeden öteye, enerji tedarikçisi ülke hüviyetine kavuşmak…
Evet, son dört yıldaki gelişmelere; hele hele son bir yılda atılan adımlara baktığımızda, ileriye dönük olarak, Türkiye’nin enerji dünyasında oynayabileceği rollere dair gayet net tahminlerde bulunabiliriz… Elbette öncelikle, bugünkü dışa bağımlı ve dezavantajlı durumdan kurtulmamız gerekiyor! Dolayısıyla, Türkiye’nin attığı adımlardan doğan müşahhas neticeler, bu tedbirlerin ne kadar doğru ve isabetli olduğunu kendiliğinden anlatıyor. Bu cümleden olarak ikinci ve üçüncü nükleer enerji santralleri için yürütülmekte olan çalışmaları da hatırlayalım. En son olarak, dün Sayın Cumhurbaşkanı tarafından müjde olarak verilen yeni doğalgaz rezervinin (135 milyar metreküp) keşfi, ülkemizin ileriye dönük öz güvenini pekiştirmiştir. Daha büyük keşifler de yapmak temennisiyle, hayırlı ve bereketli olmasını diliyoruz.
Ondan sonrası da beklendiği gibi geliyor zaten!.. Geçen yıl toplam 405 milyar metreküplük doğalgaz rezervinin keşfi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından resmen açıklandı. Bu miktar 2020 yılında bulunan en büyük rezerv olarak kayıtlara geçmişti. Sakarya Gaz Sahasındaki bu kaynağın işletilmesi için çalışmalar derhâl başlatılmıştı. İlk etapta yılda 3,5-4 milyar metreküp, 2027-2028 yıllarına gelindiğinde ise senede ortalama 15 milyar metreküplük üretime ulaşma hedefi konulmuş durumda… Bu miktar, 2020 yılında tüketmiş olduğumuz 48,2 milyar metreküplük gazın yaklaşık üçte birine tekabül ediyor. Türkiye’nin bugün için doğalgazda yüzde 98 oranında dışa bağımlı olma durumunu dikkate aldığımızda, bu miktarın önemi daha iyi anlaşılır… Karadeniz’de Filyos Limanı tıpkı Adana Ceyhan gibi yeni bir enerji merkezi hâline geliyor. Dün, yüz elli yıldır yapımı beklenen yeni Filyos Limanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından hizmete açılırken aynı saatlerde Doğalgaz Üretim Tesisinin de temeli atıldı. Ondan birkaç saat önce, cuma namazında da Uzun Mehmet Camii’ni ibadete açtı. Ve konuşmasında, Karadeniz Ereğlisi’nden de yeni bir müjde vereceğini duyurdu. (Nitekim akşam saatlerinde o müjde geldi.) Hemen akabinde de maske fabrikasının açılış törenine katıldı. Anlayacağınız dün Zonguldak müstesna bir gün yaşadı...
Türkiye bu yeni enerji hamleleriyle, orta ve uzun vadede; dışa bağımlı olmaktan çıkıp, bizatihi tedarikçi ülke konumuna doğru ilerliyor… Gerek Karadeniz ve Akdeniz’deki hidrokarbon yataklarından üretilecek ham petrol ve doğalgazın, Zonguldak Filyos ve Adana Ceyhan’da rafine edilmesi; gerekse boru hatlarıyla Orta Doğu ve Kafkaslardan, daha ileride Orta Asya memleketlerinden de buralara ulaştırılacak yüksek miktardaki ürünlerin tüketici pazarlara sunulması, Türkiye’nin enerji sahasındaki konumunu köklü biçimde değiştirecektir. Daha açıkçası, enerji koridoru bir ülkeden öteye, enerji tedarikçisi ülke hüviyetine kavuşmak…
Evet, son dört yıldaki gelişmelere; hele hele son bir yılda atılan adımlara baktığımızda, ileriye dönük olarak, Türkiye’nin enerji dünyasında oynayabileceği rollere dair gayet net tahminlerde bulunabiliriz… Elbette öncelikle, bugünkü dışa bağımlı ve dezavantajlı durumdan kurtulmamız gerekiyor! Dolayısıyla, Türkiye’nin attığı adımlardan doğan müşahhas neticeler, bu tedbirlerin ne kadar doğru ve isabetli olduğunu kendiliğinden anlatıyor. Bu cümleden olarak ikinci ve üçüncü nükleer enerji santralleri için yürütülmekte olan çalışmaları da hatırlayalım. En son olarak, dün Sayın Cumhurbaşkanı tarafından müjde olarak verilen yeni doğalgaz rezervinin (135 milyar metreküp) keşfi, ülkemizin ileriye dönük öz güvenini pekiştirmiştir. Daha büyük keşifler de yapmak temennisiyle, hayırlı ve bereketli olmasını diliyoruz.