İğrenç sabah

A -
A +

Moda'da oturuyorduk. Yaş, 15 bitmiş 16'ya girmiş... Okul yazlık tatile girmiş... Eh, artık sabahları ense yapmanın dönemi başlamış olmalıydı. O da ne? "Kalk oğlum kalk ve kardeşinin yanına koş... Annen yanında..." diye feryat etmez mi babam! Kardeşim henüz yedi yaşında... Meğerse ihtilal olmuş. Yani asker el koymuş devlet yönetimine... Rezalet! Demokrasi diye önce ilkokul, sonra da Saint -Joseph’te kafa patlatıyoruz. Nerdeeee? Bir üsteğmen gözümün önünde, iki gün sonra, bir albayın apoletlerini söküp, "Yürü git ulan" diye "ihtilal" yapmaz mı? Moda Caddesi'nin ortasında oluyor haaa... Benzeri, hatta daha ağırını yapmaya gayret ettiler 15 Temmuz'da. Dostum, Başkan Tayyip Kardeşim de derslerini verdi. Şayet 1960'ta televizyon bu kadar yaygın olsaydı rahmetli Menderes ve arkadaşlarına da dokunamazlardı. Nurlar içinde yatsınlar! En çok da o hakim ve savcılara acımıştım. Yani kölelere...

Baba Gündüz ve Baba Recep
Futbolumuzun hem futbolcu hem de teknik adamlarının tarihî isimlerini ölüm günlerinde andık. Biri Galatasaray'ın, diğeri ise Beşiktaş'ın resmen arması idiler. Ama ne gariptir ki, Baba Gündüz kulübüne kızıp Beşiktaş'a teknik direktör olmuş, Baba Recep de yine bir problem yüzünden sarı kırmızı formayı giymişti. Nurlar içinde yatınız!

Mustafa Başkan oldu mu?  
Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz geçtiğimiz hafta 2,5 saat süren bir basın toplantısı yaptı. Neler söylemedi ki neler... Peki gereği var mıydı? Tabii ki Terim Hoca ile olan meseleleri de dile getirdi. Anlaşılan o ki, kimse kusura bakmasın, “Üç Büyükler”-deki yapı ciddi şekilde bozulmuş ve acı olanı da tamiri de pek mümkün görünmüyor. Ne yani, patronlar teknik adamlar mı, yoksa kongrenin seçtiği başkanlar mı?

Basına ağır darbe
Ali Koç Beyler basın toplantısını duyurduğunda, akreditasyon olmayacağını, isteyen basın mensubunun katılabileceğini de bildirmişti. O da ne? Toplantı salonunun arkasında, saymadım ama en az 20 adet kameraman var. Ve işleri 14 dakikacık sürdü. Yahu Ali Bey, siz o kameramanın yükünün en az 17-18 kilo olduğunu bilir misiniz? Yazık değil mi mesleğini icra etmeye çalışan insana? Peki, hiç kimse terk etti mi salonu? Hayır! Hadi işten kovuluruz korkusu vardı da, ya meslek grupları? Nerede bu eziyete tanık olan TSYD ve TGC? Ayıp ayıp!

Millî takım çok formda
Hem Avrupa'dan hem de yurdun neredeyse dört bir yanından 30 futbolcu Antalya'daki kampta buluştu. Ekranlar hemen hemen hepsi ile röportajlar sunuyor. En gencinden en yaşlısına kadar bütün futbolcularımız iddialı... Şenol Hoca da öyle... Bakalım sahada ne olacak? Ama elde hayli kullanılır bir kadro var... O hâlde bekleyelim ve görelim...

Sedat Peker'e kulak mı verilir!
Adam tüymüş yurt dışına... Oradan sallıyor da sallıyor... Ah tam işte muhalif ekranlara malzeme... Neler neler konuşmuyorlar ki! Sanırsınız ki firari, cumhuriyeti kurmuş, ülkeye büyük hizmetler sunmuş... Ben mi? Sadece Beşiktaş'ın ligin ilk yarısını 8 puan önde kapatmasına rağmen şampiyonluğu rakibine sunuşunu bilirim. O da mı ne demek? Eh dönemin Beşiktaş Başkanı ve ikinci başkanı borsada hayli yüksek bir zarara uğramışlardı. Rakipten biri de sizi kurtarırım ama bana şampiyonluğu sunarsanız demişti. Tabii ki kenarlarda duran bir Beşiktaşlı daha vardı işin içinde... Günümüz muhalefetinin kahramanı da böylece devreye sokulmuş ve de... Ya işte Lucescu da, "Dikkat; Türkiye'yi Çavuşesku'nun Romanya’sına benzetiyorlar" diye bu tarihî cümleyi kurmuştu.

Sarı Basın kartı kurtuluyor mu?
Şu hakiki gazetecilerin cebinde bulunan ve yıllar önceden birçok özelliğe sahip, adı da “Sarı Basın Kartı” olan ama şimdilerde rengi turkuaz kart için yeni bir yasa gündemde imiş... Eh önüne gelene, torpilliye, gazetenin önünden geçmemişlere de verirseniz bugün bu acı durumla burun buruna gelirsiniz. Neyse, o hâlde hemen doğruyu bulalım...

G.Saray'da son dakika
Ben bu köşenin bu haftaki son satırlarını yazdım diye tam gönderme butonuna basarken Galatasaray'ın önündeki kongresine başkanlık için bir aday daha çıkıyordu. Helal olsun! İşte kökü liseye uzanan bildiğimiz, öğrendiğimiz Galatasaray budur... Yanılmıyorsam başkan adayı sayısı 5'e çıktı. Ya diğer büyükler? Tek tabanca... Demek ki söz konusu camiaların bir an önce tarihlerine sahip çıkmaları gerekiyor.

Hani nerede tokat Meral Hanım?
Hatırlarsanız İYİ Parti Başkanı Meral Hanım, bir otobüs üzerinde konuşurken eşi kulağına bir şey fısıldamaya kalkışmış ve Meral Hanım da sert tokadını adamın koluna yapıştırmıştı. Neden mi oraya geldim? Eh Rize'de de çakaydın ya birilerine... Eh eşine vurduktan sonra ne fark ederdi ki?Hani nerede tokat Meral Hanım?

Baykam'a şapka!
İnanamadım vallahi... Ünlü ressamımız FB TV'de dediler ki, "Bugünkü Serdar ve Szalai tıpkı Uche-Högh..." Arkadaş herkes bildiği işi yapacak. Emekliler maçına, hem de ağır bir silahla gelirseniz sizi o ekrana çıkarırlar ne yazık ki...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.