F.Bahçe Beko’nun hâli nedir?

A -
A +

CSKA’yı deplasmanda devirdikten sonra bu sütunlarda Fenerbahçe basketbol takımına övgüler yağdırmış idim. Ama aradan birkaç gün geçtikten sonra hem de Ataşehir’de felakete uğramak da ne demektir? Kadro mu? Tam kadro... Ve de 25 sayı fark yemek yakıştı mı? Hele hele ilk 20 dakikada sadece 3 sayı alabilmek... Bir açıklama mı? Kim yapabilir ki? Ali Koç’tan beklemek mi? Saniyemi bile harcamam o iş için... Derken; Bayern Münih’e de, pardon Lucic denen oyuncuya yenilmek de ne demek? Evet bu oyuncu tek başına yendi Fenerbahçe’yi... Acaba diyorum, bu hoca, henüz hoca olamamış mı?

Burak Yılmaz hâlâ mı?

Cebelitarık, yani 46 bin nüfuslu ülkenin takımı 10 kişi kaldıktan sonra da kendi yarı alanının ötesinde kalesine biriken rakibi karşısında bu kadar ofsayta düşmek ayıp değil mi, Burak Kardeş? Lille’de de mi bu konuda kazanım elde etmedin? Haaa asistlerin var, ona da alkış... Ama şu eksiğini tamamen gidersen daha neler olmaz ki!..

Ümitler yine yenildi de...

Bizim Ümit Millî Takım önüne gelene yeniliyor. Bence çok önemli değil. Çünkü A Takım’ın altındakiler için en önemlisi en üst düzeye adam aktarabilmektir. Şimdilik Beşiktaş’ın forması içinde iyi işler yapıp sakatlar iyileşince kızağa giden Sertaç var, yukarıya göz kırpan... Tolunay Hoca başka kimden umutlu acaba?

Tüccar Mesut Bey!

Ben izlemedim de, eş dost Ali Koç’un FB TV’deki konuşmasından bir bölüm aktardı. Ne mi? Efendim Mesut Özil’in artık ticareti bırakıp futbola odaklanması gerekiyormuş... Allah Allah! Mesut tüccar imiş de haberimiz yok. Acaba ne ticareti yapıyor? Diyelim ki öyle... O zaman adama sormazlar mı neden o yüklü paraya adamı transfer ettin? Bu açıklama takımdaki diğer futbolcular arasında acaba ne gibi bir etki yaptı? Hatta hatta teknik direktörde...

Sporda gerçek mücadele işte bu...

Bir Halkbank-Ziraat Bankası erkekler voleybol maçı izledim ki, sormayın... Af buyurun lavaboya bile gidemedim bir aralık... Mola bekledim... Sonunda Halkbank 3-0 kazandı ama siz skora aldanmayın. Maç müthiş bir denk güçler kapışması olarak geçti. Teşekkürler!

Kekliği düz ovada avlarlar!

Böyle bir şarkımız vardır... Ben bunu neden yazdım şimdi? Çünkü öyle bir av yakaladık ki Fatih Terim Stadı’nda sormayın gitsin... Hele hele bir de daha 22. dakikada kırmızı ile atılmaz mı bir oyuncuları... Maçtan sonra yazdığım yazımda da belirtmiştim, şayet bu maç Lefterli, Metinli bir kadro zamanında oynansaydı bir düzineyi rahat geçerdik. Böylece diğer rakiplerimizin ikramı ile de gruptan çıkma şansımız bir hayli yükseldi dedik... Dedik de, play-off’a kaldık... Rakipler mi? Hepsi birbirinden zorlu... Ama futbol bu... Hani derler ya top yuvarlaktır diye... Haydi hayırlısı!

Başkan kim ki, üye küfretmez mi?

Hani şu şehit ailesinin bir ferdine ağza alınmayacak küfürler savuran İyi Partili adam var ya... İsmini yazmak bile zül geliyor bana... Ama çok şaşırmadım desem yalan olmaz. Neden mi? Eh aynı partinin genel başkanı bir otobüsün üzerinde konuşurken kendisini uyaran eşinin koluna tokat indiriyorsa, normal değil midir benim tavrım? Ne günlere kaldık be!

Tertemiz bir maç bekliyorum!

Ve malum derbi geldi çattı. Galatasaray’ın stadı tam kapasite olacak yeni karar ile... Beklentimiz tabii ki kaliteli futbol ama bu uzak ihtimal... O zaman ne mi olmalı? Dostça bir mücadele... Sonunda kıyamet yok ki... 100 yılı geçmiş bu rekabette ne maçlar izledik... Umarım anlatırken sadece oyundan bahsederiz...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.