Kemal Belgin

Hani bir TV kanalı var ya, hiç izlemediğim... Ama cumartesi günü şöyle bir dolanırken takıldım birkaç dakika... Yahu adamlar Deniz Gezmiş’i öyle bir andılar ki, hemen lavaboya koşup kahvaltımı çıkardım... Kanalın adı da maalesef Halk...

Fenerbahçe, Glasgow Rangers’ı 2-0 devirmesine rağmen uzatma sonrası penaltılarla kupaya veda etti. Tamam da kaçan penaltılarda kimlerin imzası vardı? Bu önemli işte. Biri Mert Hakan tamam ama diğer ikisi... Bizim spor medyamızın havalarda dolaştırdığı ikili Fred ve Tadic... Yeter mi? Yok canım! Ya ünlü teknik adamın yaptığı değişiklikler?

“G.Saray’da Okan Buruk, eski doğrularına döndü fark geldi, Antalyaspor’da ise Emre Belözoğlu’nun taktiği intihar gibiydi”

Trabzonspor, Hatayspor’a bile, hem Trabzon’da yenildi. Tabii ki tribünler coştu. Ortalık karmakarışık. Şenol Hoca’m da “İstenirse hemen giderim” demiş. Ah hocam ah! Zamanında millî takımı dünya üçüncüsü; Beşiktaş’ı üst üste iki sezon şampiyon yapmış bir hoca artık kenara çekilmeli diye söyleyip, yazmadım mı? Hatırlar mısın Feneryolu’nda bir pastanede dertleşmiştik. Ve bitti hocam...

Okan Hoca, Lemina yanlışından dönüp Yunus değişikliğiyle maçı çevirdi.

Bizim gazetenin cumartesi günkü sayısında bir manşet vardı spor sayfasında... “TFF yabancı hakem sayfasını kapattı” şeklinde idi bu manşet... Vay be! Sadece bir maçlık mı idi bu tuhaf uygulama... Yahu biraz tutarlı olun be! Özerklik böyle olunmaz ki...

Kadıköy’deki F.Bahçe-Antalyaspor maçından bir gün önce birkaç dost aradı ve dediler ki, “Antalyasporlu bir yüksek sorumlu, ‘Kadıköy’e F.Bahçe’yi yenmeye gidiyoruz’ dedi. Haberin var mı?” Ben de dedim ki, “İlk defa sizden duyuyorum.” Ama dün akşamki maça baktım; bu Antalyaspor benim görüşüme göre ligin üçüncü sınıf bir ekibi. 

AK Parti olağan kongresinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dostum, kardeşim yeniden bir kere daha genel başkan seçildi. Hem de 1.547 oyun tamamını alarak... Zaten AK Parti’yi de hep kazandıran faktör budur. Karşısında da meclisten bile tam oy alamayan biri var... Allah, Tayyip kardeşime sağlıklı yeni yıllar versin.

Ligde şampiyonluk yarışını yakından etkileyebilecek bir maçtı aslında. Ama ligin durumunu bilmeyen birileri maçı izlemiş olsaydı buna inanmazdı. 

Şu kendi kalene yakın yerlerde yapacağın plansız paslar başına çok dert açar diye günlerce yazdım, söyledim. Ve sonunda Rafa Silva gibi bir teknik oyuncu da bunu yapıp takımını zora soktu. Neyse ki sonra beraberlik golünü atarak kendisi ile ödeşti. Bir de diğer futbolculara sorun bakalım onlar ne diyecek?..

Şampiyonluk yarışının en öndeki adayı Galatasaray ile yenildiği maçlarda bile rakiplerine kök söktüren Rizespor’un maçı tabii ki haftanın en çok merak edilen maçı olacaktı. 

Ekrandan yine bir harika basketbol maçı izledim. Galatasaray, rakibi Bahçeşehir Koleji’ni gerilerden gelip büyük bir çekişme sonucu 87-84 yendi. Zaten basketbol maçlarımız daha çekişmeli, daha yüksek kalitede oynanıyor. 

Dün akşamki lider ile lig sonuncusunun maçını zaten kime sorsanız, en tepedeki takımın elini kolunu sallayarak kazanabileceği bir maç olarak gündeme getirilirdi. Ama öyle olmadı.

Baktım Çaykur Rizespor maçında Fenerbahçe savunmada yepyeni isimlerle kurulu. Olur mu böyle şey? Savunma mümkünse birbiriyle oynama alışkanlığı olan oyunculardan kurulur. Zaten bu aksilik yüzünden de ev sahibi Fenerbahçe 2-0 yenik duruma düştü. Sonra mı?

Değerli okurlarım, on günden bu yana rahatsızlıktan kafamı kaldıracak hâlim yoktu. Ve Allah’a şükürler olsun, bana göre haftanın maçı sayılan bu Gaziantep-G.Saray karşılaşmasında yorum yapmak nasip oldu. 

Hatayspor’un bundan önceki son maçını izlemiştim. Çok koşan, mücadele eden bir takım idi. İşte böyle bir rakibe karşı Galatasaray, yani ligin hiç yenilmemiş takımı paçayı zor kurtardı. Eh, yürüyenin çok olursa… Devam edelim son Dinamo Kiev maçındaki oyuncu değişiklikleri anlaşılır gibi değildi. 

Çok inandığım bir sözcüktür bu eski yıllardan. İşte dün akşamki maçın faturası budur. Lig lideri Galatasaray küme düşmemek için çırpınan Hatayspor karşısında yenik duruma düştükten sonra paçayı bir penaltıyla kurtardı.

Hatırladığım kadar Necmi Mutlu, tabii ki az yıl da olsa Özcan Arkoç’tan sonra Beşiktaş kalesinde böyle bir isim izlememiştim. Takım yürüyor gibi, boş kaleye topla giren İmmobile başrolde. İşte bu ortamda Bodrumspor’un bütün gayretlerini Mert önledi. İlk defa mı? Hayır, uzun zamandan bu yana devam ediyor.

Fenerbahçe adına en kritik ve zorlu Konya deplasmanı rakip kalecinin hediyeleriyle kolaya döndü.

Fenerbahçe başta olmak üzere bazı kulüpler illa da yabancı hakem gelmesini istiyorlar. Siz daha önceleri bu ülkeye gelen yabancı hakemlerin ne haltlar ettiklerini bilir misiniz? Yaşasın Kapalıçarşı, kuyumcular kenti, lüks oteller... Siz sahayı bir metreden fazla terk etmiş bir topun oyuna devam ettiğini bilir misiniz?