Türk dünyası gerçeği!

A -
A +
 
Azerbaycan Ermenistan savaşında millî hassasiyetler yükseldi.
Tabii bu millî hassasiyetler yükselirken özellikle Türk Konseyi’nden beklentiler arttı zira bizler de dâhil olmak üzere halkın kahir ekseriyeti Azerbaycan’a destek hususunda hem Konsey’in hem de üye ülkelerin yüksek perdeden kınama ve destek açıklamalarını bekledi.
Klavye başında, Orta Asya Türk siyaseti ve askerî tarihini bilmeden bu kardeş ülkeler hakkında ileri geri fikir beyan eden, ihanetle suçlayan, Türk Konseyi’ni gereksiz bulanların bu düşüncesiz söylemlerinin kardeş ülkeleri incittiğini ve kardeşlik hukukumuza zarar verdiğini ifade etmek isterim.
Genel Türk tarihine, Türkistan ve Kafkasya tarihine baktığımızda detaylı düşünülmeden, olgunlaştırılmadan ortaya atılmış fikir akımlarının, önemli hareketlerin, arkası ve içi boş hamasetin faydadan daha çok felakete neden olduğunu görüyoruz.
Henüz otuz yaşında olan bu genç kardeş cumhuriyetlerin sosyo politik, stratejik ve ekonomik durumlarına bakmadan, onların içinde bulundukları sorun ve sıkıntıları göz önünde bulundurmadan böyle haksız ithamlarda bulunmak Türk milletine yapılabilecek en büyük ihanettir. Bu popülist yaklaşım, Türk birliğine faydadan ziyade kalıcı hasarlar bırakacak bir yaklaşım olup ivedilikle terk edilmelidir.
Bu otuzlu yaşlardaki genç cumhuriyetlerin olgunlaşmasını, tecrübe kazanmasını beklemeliyiz. Bu kardeş ülkelere inancımızı, desteğimizi, sevgimizi daima diri ve sağlam tutmalı, onları incitecek söz ve eylemlerden kaçınmalıyız.
Türk Konseyi gibi bugün bütün Türk milletinin üzerinde ittifak ettiği, hazırda da gelecekte de umut vadeden bu önemli organizasyon ilk kez Kazakistan Cumhuriyetinin Kurucu Cumhurbaşkanı Elbası Nur Sultan Nazarbayev tarafından gündeme getirilmiş ve onun rehberliğinde şekillendirilmiştir.
Bugün Türk dünyasına verdiği emeği asla inkâr edilemeyecek yegâne kişiliktir Nur Sultan Nazarbayev! Türk siyaset tarihini iyi bilenler bilirler ki yakın siyaset tarihimizde Rusya, Özbekistan ile olan sorunlarımızı aşmada gerekse Astana sürecinde, ara buluculuk görevini layıkıyla yerine getiren kişilik Türk milletinin aksaçlısı Elbası Nur Sultan Nazarbayev’dir.
Kazakistan, Rusya ve Çin gibi iki süper güçle, ülke gerçekliğiyle ilintili stratejik ve çok boyutlu komşuluk ilişkilerini yürütmek yanında, akılcı politika ve eylemlerle gerek iç gerekse dış siyasette akılcı ve faydacı adımlar atmaya çalışmaktadır. Kendi tarihini İskitlere dayandıracak kadar millî adımlar atan bu 30 yaşındaki ülkeden ütopik çıkışlar beklemek doğru bir yaklaşım değildir. 
Azerbaycan’ın diğer ülkelerden farklı bir sosyo politik dinamiği vardır zira biz Anadolu Türkleriyle tarih boyunca ilgisini hiç kesmedi, ilişkilerimiz Sovyetler zamanında dahi kültürel sahada sürdü.
Oysa Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan böyle midir? Asırlarca aramıza büyük bir ayrılık girdi. Kazak Şair Mağcan’ın “Uzaktaki Gardaşıma” şiirini mümkün olsa herkese okumak isterdim. Mağcan, bu şiirinde Çanakkale Savaşına katılan Türk askerlerine seslenmektedir.
Nazarbayev gibi bir devlet adamının, ak saçlının Türkiye’ye ve diğer kardeş ülkelere bigâne kaldığını, kalabileceğini düşünmüyorum. Türk devletlerine akılcı, faydacı ve sürdürülebilir bir zaviyeden yaklaşan ve Türk milletine bir bütün olarak bakan bu büyük şahsiyet, klavye başında ağır ithamlara maruz bırakılmayacak kadar kıymetlimiz ve büyük bir devlet adamımızdır...
Hasılı kaş yapayım derken göz çıkarmamak gerektiğini hatırlatmak isterim.
Türk dünyası, gündelik dedikodulara kurban verilmeyecek "Kızılelma"mızdır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.